Üstad, Bâbıâli’nin Kutup Yıldızıydı-Mehmet Nuri Yardım

Bâbıâli’nin değerli simâlarından Mehmed Şevket Eygi Bey, basınımızın kendine has mizaç taşıyan bu ender ender şahsiyeti Rahmet-i Rahmana kavuştu. Bugün gazetesi, Yeni İstiklâl gazetesi ve Büyük Gazete… Bu üç gazetenin kuruculuğunu ve yöneticiliğini yapmıştı. Bâbıâlide Sabah gazetesini de bir süre idare etmişti.

 

En önemli özelliği

 

Osmanlı Türkçesi ile yani eski alfabemizle isim ve soyismini köşesinde yazdıran tek kişiydi. Ben yaşım gereği BugünBâbıâli’de Sabah ve Yeni İstiklâl gazetelerine yetişemedim. Ama Büyük Gazete’yi çok iyi takip ettiğimi hatırlıyorum. Ortaokul, lise yıllarında bu haftalık gazeteyi, Sebil ve diğer gazetelerle birlikte okuyordum. Büyük Gazete mütevazı bir gazeteydi. Tabldot boy çıkardı ve sade bir mizampajı vardı. Şevket Bey, Ubeydullah Küçük imzasıyla müstear yazılar da yazıyordu. Gazetenin diğer yazarları arasında Ertuğrul Düzdağ ve Nezih Uzel’i hatırlıyorum. Bir de Münevver Ayaşlı. Merhumun yakın dostlarındandı. Büyük Gazete’deki birleştirici ve bütün Müslümanları birliğe, tevhide davet eden yazılar büyük bir alaka topluyordu. Benim de ilgimi çeken yazılardı bunlar. Grup, hizip, cemaat taassubundan uzak bir yayın çizgisi takip ediyordu gazete. Partilerüstüydü. Bu tabii ki, kurucusunun temel felsefesiydi. Ona göre bütün Müslümanlar bir ve beraber olmalıydı, birbirlerini sevmeliydi. Cami ekseninde buluşulmalıydı.

 

Zonguldak Ereğli doğumlu

 

Mehmed Şevket Eygi 7 Şubat 1933 tarihinde Zonguldak Ereğli’de doğmuştu. Temel tahsilinden sonra Galatasaray Lisesi ve Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nden mezun olmuştu. Çıkardığı ve yazdığı gazetelerde umumiyetle Sabetaycılık, Masonluk, Osmanlı devri hayatı ve Müslümanların geri kalmışlığı hakkında araştırmalar yaptı, yazılar yazdı. Eserleri arasında, Gıybet İlletiİslami KonularBir Kaç YazıNamazı Dosdoğru KılmakYahudi Türkler yahut Sabetaycılar da bulunuyor.                                        

 

Üstün zevk sahibiydi

Mehmed Şevket Eygi basında ve düşünce hayatımızda bir üstattı ama aynı zamanda hususi hayatında üstün zevk sahibi bir estetti. Sultanahmet’teki evine bir kaç sefer gitmek nasip oldu. Tam bir müzeydi… Ebrular, minyatürler, hüsn-ü hatlar ve daha bir çok klâsik eser. Şamdanlar, ibrik, seccade, lâmba, kısacası çevre âdeta bir antikacı dükkânı. Zengin bir kütüphane. Yerli sanatları da, dışarıdan gelen el ürünlerini de bilirdi. Mercan’dan, Balat’a, Beyazıt’tan Kapalıçarşı’ya bir çok semti ve mekânı dolaşırdı. İyi çay bahçelerini, yemek yenilebilecek temiz ve leziz lokantaları okuyucularına duyururdu.

Bedir Yayınlarını kurdu

Bedir Yayınları’nın sahibiydi. 40 yıllık bu mütevazı yayınevi, yıllardan beri dinî, millî ve tarihî eserler neşretmektedir. Başta İslâm âlimlerinin temel eserleri… O her hâliyle nezaket dersleri veren ağabeyimiz ile yaptığımız kısa sohbetlerden çok istifade ederdim. Çünkü memleketin temel meseleleri hakkında kısa, öz ve çarpıcı fikirlerini hemen serdederdi. Sözü uzatmadan tespitlerde bulunur, ardından teşhis ve tahliller yapar. Daha sonra tedavi yollarını gösterirdi. Bütün dinî cemaatlere eşit mesafedeydi. Yalnız fitne çıkaranları asla affetmezdi. Mesela FETÖ ihanetini ilk gören münevverlerimizdendi ve onlara “Din Baronları” diyebilen ilk cesur yazarımızdı. Tenkitlerinde ayırım yapmazdı. Müşahedelerini ortaya koyar, dileyen kendince hisse çıkarır ve ibret alırdı. Kavga etmez, sert münakaşalardan hoşlanmazdı. Her meselenin medenî bir şekilde tartışılması ve çözüm yoluna kavuşturulmasından yanaydı.

İrili ufaklı pek çok eseri var Mehmed Şevket Bey’in. Ama bir eseri vardır ki, meraklıları tarafından her zaman aranıp soruluyor. İstanbul’da yıkılan, yıktırılan camilerle alâkalıdır. Adı Yakın Tarihimizde Cami Kıyımı. Sadece bu eser bile büyük bir hizmete vesile olmuştur ve sanırım bir çok kişi ve kuruluş bu eseri ibretle okumuştur.

Sohbetlere katılırdı

Mehmed Şevket Bey’in hayırlı hizmetlerin içinde ve yanında hep olmuştur. ESKADER’in birinci ödül töreninde tertip edilen Marmaratörler Sohbeti’ne iştirak etmiş ve benzer bir toplantının yeniden yapılması gerektiğini açıklamıştı. Bugün devam eden Bâbıâli Enderun Sohbetleri o sözlerin ışığıyla ve ilhamıyla başlamış ve hâlâ devam ediyor. Dava sahibi bir çok gazeteci ve yazar gibi hapishaneye düşmüştür. 1962 senesinde Menderes’in vefat yıldönümünde Yeni İstiklal gazetesi (19 Eylül 1962, 92. sayı): “Zulümlerin en şenii ve alçakcası kanunların gölgesinde yapılandır” başlığıyla çıktı. Bu başlık üzerine, Adnan Menderes’in idamını eleştirdiği gerekçesiyle hapis cezasına çarptırıldı. Osmanlı Türkçesine çok değer verir, bilhassa gençlerin lisanımıza vakıf olmasını isterdi.

Vasiyet gibi son yazı

Son yazılarından birinde vefatı esnasında kedisine sahip çıkılmasını istemişti. İttifak’taki ümit dolu son yazısı ise bir vasiyet niteliğindeydi. Mehmed Şevket Bey, Bâbıâli’nin bir kutup yıldızıydı ki, onu takip edenler hep güzelliği görmüş, her zaman iyiliği fark etmişlerdir. Türkiye’nin son 50-60 yılını en iyi bilen, değerlendiren ve yorumlar yapabilen bir fikir ve sanat adamıydı. O  bir İslam sevdalısı ve bir İstanbul beyefendisiydi. Rahmetle, minnetle ve şükranla yâd ediyorum. Kabri nur, mekânı cennet, menzili mübarek olsun.

Mehmet Nuri Yardım 

15.07.2019

www.milatgazetesi.com