Yeni Belediyeciler
Milli Gazete-Köşe Yazıları
- 29 Ocak 2019
Salı
Belediye seçimleri yapıldı, kazananlara “hayırlı” başarılar diliyorum. Son yıllarda ülkemizde, mahallî idarelerin ağırlıkları, tesirleri, hizmetleri hayli artmıştır. Büyük şehirlerimizin, belediye bütçeleri çok büyüktür, bunlarla ülkemize, halkımıza büyük hizmetler yapılması gerekir.
Türkiye’de devlet hantallaşmıştır; gereken ve beklenen birçok hizmetleri yapamamaktadır, bu yüzden belediyelere büyük iş düşmektedir.
Belediye başkanlarımız ve yardımcıları, ne gibi vasıflara sahip olmalıdır?
Sadece teknokrat kafasıyla ve zihniyetiyle belediyecilik yapılamaz. Vasıflı bir belediye başkanının ve yardımcılarının geniş bir edebiyat, tarih, sanat tarihi, felsefe, sosyoloji, antropoloji kültürüne sahip olması gerekir. Ayrıca mimarlık, şehircilik sahasında da birikimi, bilgisi, zevki olmalıdır. Bunlara sahip olabilmek için, hem yazılı-edebî Türkçe’yi (Osmanlıca), hem de İngilizce, Fransızca, Almanca gibi büyük bir dünya dilini, fikir kitaplarını okuyup anlayabilecek seviyede bilmesi gerekir. Mühendislik, doktorluk, avukatlık, veterinerlik, diş hekimliği… bunlar uzmanlıktır, genel kültür değildir.
Ülkemizde maalesef yaygın ve dehşetli bir kokuşma hükümfermâdır. Yakın tarihimizde bazı belediyelerde (hepsini suçlamıyorum) yolsuzluklar olmuş, çıkan pis kokulardan milletin burnunun direkleri kırılmıştı. İşlerden komisyon almak, ihalelere fesat karıştırmak, bire yapılacak işi ikiye yaptırtmak, işleri kötü yaptırtmak vs, vs… Öyle bir hediyeler olmuştur ki, bağlı oldukları partilerden bir takım adamlar kadroya alınmış, bunlar hiç işe gelmeden aydan aya bankamatikten maaşlarını çekmiştir. Zerre kadar şüphe ve tereddüde mahal yoktur ki, bu bir ahlâksızlıktır, ülkeye ve halka hıyanettir. Belediye başkanlarımızın, yardımcılarının, maiyetlerinin son derece namuslu, ahlâklı, faziletli, dürüst, haysiyetli, şerefli olmaları gerekir. Ta ki, saçı bitmedik yetimlerin hakları yenmesin, halka hizmet yolunda harcanması gereken bütçeler birtakım aç köpeklerin, haramyiyicilerin yağmasına maruz kalmasın.
Türkiye yakın tarihimizde son derece çirkin, zevksiz, estetiksiz bir yapılaşmanın kurbanı olmuştur. Yeni binaların binde 999’u çirkin bir suret arz ediyor. Halbuki, aynı parayla, aynı zahmet ve masrafla güzel bir bina da yapılabilir. Maalesef caddelerimiz, sokaklarımız, bahçelerimiz, parklarımız, meskenlerimiz, iş yerlerimiz hep çirkindir. Türk toplumu, millî eğitimimiz çocuklara, gençlere, yeni nesillere sanat, estetik, güzellik kültürü veremiyor.
Bilgili, kültürlü, ahlâklı, faziletli, dürüst, şerefli, güzellik ve estetik boyutuna sahip belediyecilerimizi tenzih ediyorum, hangi partiden olurlarsa olsun, kendilerine saygı besliyorum. Ancak yakın tarihimizde, belediyecilik sahasında çok kötü, çok çirkin, çok kanunsuz, çok ahlâk dışı işler de görülmüştür.
– Yapılaşmaya kapalı ağaçlık, yeşillik bölgeler inşaata açılmıştır.
– Kaçak yapılaşmaya göz yumulmuştur.
– Kadrolar şişirilerek belediye bütçeleri asalaklara peşkeş çekilmiştir.
– Birtakım “bizden” müteahhitler himaye edilmiştir.
– İşe başlarken fazla malı ve serveti olmayan bir takım adamlar kısa zamanda köşeyi dönmüşler, büyük miktarda kara servetlere sahip olmuşlardır.
Belediyecilik sadece su, kanalizasyon, yol, yapıları kontrol gibi hizmetlerden ibaret değildir. Onların yanında vatandaşları yetiştirmek, işsizler için meslekî kurslar açmak, ev kadınlarını eğitmek; medeniyet, sanat, kültür hizmetleri yapmak da vardır. Son yıllarda bazı büyük belediyeler çok kıymetli kitaplar yayınladılar, kendilerini tebrik ediyoruz. Yeni belediyelerin de, bu sahada daha fazla gayret göstermelerini ve hizmet vermelerini bekliyoruz.
Bazı şaibeli kişiler, aleyhlerinde yayın yapmasınlar diye, birtakım gazetecilere, medyacılara menfaatler sağlamışlar… Bir talancı, kendisini cezalandırabilecek ve engelleyecek kişilere İstanbul’un en mutena semtinde, Boğaziçi’nde mesken temin etmiştir…
Basınımız maalesef bütün yolsuzlukların üzerine gidemiyor, bazılarını yazıyor, çiziyor, tenkid ediyor; bazılarına da, tepki göstermiyor.
Belediye seçimlerinden önce, bazı partilerde dehşetli iç kavgalar ve çekişmeler yaşandı. Doğu Karadenizliler, Güneydoğu Anadolulular… Tabii zahirde çekişip tepişenler, içlerinin hizmet aşkıyla cayır cayır yandığını söylüyorlardı. Acaba öyle mi?
Türkiye’nin belini büken en büyük ahlâksızlık rant meselesidir. Belediyelerde rantçılığın kökünü kurutmak mümkün müdür? Bugünkü şartlar altında bunun mümkün olamayacağını düşünüyorum.
Devletin kanunları var, müfettişleri var, savcıları, hakimleri ve mahkemeleri var. Var ama, yolsuzlukların önüne bir türlü geçilemiyor.
Müslüman bir belediyecinin bir hatası görülür, ne kadar dinsiz, ateist, solcu, çağdaş, mason, Sabataycı varsa adamın üzerine kaplanlar gibi hamle ederler. Lakin kendilerinden biri bir suç işlerse, sesleri ya hiç çıkmaz, yahut pesperdeden tenkid ederler.
Bütün Müslümanları kastetmiyorum ama, İslâmî kesimde de, son otuz beş yıl içinde hayli kirlenme oldu. 1970’li, 80’li yıllarda birtakım hızlı, tâvizsiz, radikal İslâmcılar vardı. Bunlar aktivist idiler, kırma dökme taraftarıydılar. Bol bol Hazret-i Ömer’in adaleti edebiyatını yapıyorlardı. Sonra aradan yıllar geçti, bunlar siyasete atıldılar ve eskiden söylediklerinin yüz seksen derece zıddı işler yapıyorlar. “Bu düzen bozuktur” diyerek yeri göğü inleten nice hızlı radikal, şimdi bozuk düzenin önlerine attığı kemikleri yalamakla meşguldür.
Hakiki milliyetçileri, Türkçüleri, ülkücüleri tenzih ederek söylüyorum, maalesef o kesimden de, birtakım sahtekârlar çıkmış, hayli yolsuzluk yapmışlardır.
Allah’a inanmayan, ahireti, Cenneti, Cehennemi, Büyük Mahkemeyi kabul etmeyen inançsızlar yolsuzluk yapabilir, bütçeleri hortumlayabilir, işlerden yüzde on komisyon alabilir, ihalelere fesat karıştırabilir, halkın hakkını zimmetine geçirebilir ama, Allah’a, ahirete, hesaba, kitaba inanan bir mümin böyle şeyleri nasıl yapabilir? Yapıyorsa, o bir münafıktır. Nifak, küfürden eşeddir.
Halk, haklarına sahip olsun, Belediyeler halka hizmetle mükelleftir. Halk belediyeleri çok yakından kontrol etsin. Namusuyla, şerefiyle, ahlâklı ve faziletli şekilde çalışan dürüst ve haysiyetli belediyeciler tebrik ve takdir edilsin; yiyici, hortumcu, emanete hıyanet eden yamuk belediyeciler de, tenkid edilsin, teşhir edilsin ve ilk frısatta alaşağı edilsin. 31 Mart 2004