Tufan yaklaşıyor
Milli Gazete-Köşe Yazıları
- 05 Ocak 2019
Cumartesi
Tarihe bakınız, şu iki çeşit devletlerden, birincisi imparatorluklar, ikincisi zalim devletler, hangisi yıkılmamış, ebedî olarak yaşamıştır? Hiçbiri…
Sovyetler Birliği’nin çöküşünü gördük, şimdi sırada ABD var. Niçin yıkılacak? Zâlim olduğu, zulm ettiği için… Efendim böyle süper, böyle güçlü, böyle azametli bir devlet hiç yıkılır mı? Cevap: Öyle bir yıkılır ki…
İsrail küçük bir devlet, o da yıkılacak. Yahudi devleti olduğu için mi? Hayır, zalim olduğu için.
Evrensel hikmet “Zulm eden bir devlet ve rejim yıkılmaya mahkumdur” diyor. Hikmet yanılmaz.
Peki nasıl yıkılacaklar? Ben gaybı bilemem, sadece yıkılacaklarını bilirim.
ABD’nin ve İsrail’in yıkılmaları bütün cihanı, bütün insanlığı sarsacak, dünyayı alt üst edecektir.
Yıkılmayı geciktirmek, durdurmak mümkün müdür? Elbette mümkündür. Neyle? Adaletle, zulümden ve haksızlıktan vazgeçmekle, eski kötülüklerini tâmir ve tazmin etmekle.
Peki niçin hemen yıkılmıyorlar? Cevap: Onlara mühlet veriliyor. Her şeyin bir vakt-i merhunu vardır.
ABD’ye ve İsrail’e dayanarak, onlardan yardım ve destek görerek ayakta duranların sonu ne olacaktır? Onlar da yıkılacaktır.
1941’de Almanya ne kadar güçlü idi, sonra yıkıldı. İran’da Şah rejimi ne kadar güçlü görünüyordu, o da yıkıldı. Haçlı ordusu Kudüs’ü zapt etmiş, 70 bin Müslüman ve Yahudiyi merhametsizce katl etmişti. Oradaki Haçlı krallığı da battı. Zalimler için izzet ve beka yoktur.
Filistin’de adalet nasıl sağlanır? Irkçı İsrail devletine son verilir, vatandaşları Arap ve Yahudi olan bir Filistin devleti kurulur… Zulm edenler Müslüman da olsalar devletleri yine yıkılır mı? Yıkılır, yıkılır, yıkılır… Zâlimler zulmü bırakmazlarsa ne olacaktır? Üçüncü dünya savaşı patlak verecek ve korkunç facialar cereyan edecektir.
İslâm alemindeki ve üçüncü dünyadaki petroller ve tabiî kaynaklar kimlerin malı ve hakkıdır? Hangi ülkede çıkıyorsa o ülke halkının hakkıdır.
Arap ve İslâm ülkelerinde çıkartılan petroller sadece İslâm dünyasını değil, dünyanın bütün fakirlerini ihya etmeye, geçindirmeye yeter. Bunları gasb edenler zalimdir. Cezalarını göreceklerdir. Onları Kim cezalandıracaktır? Allah cezalandıracaktır. Çünkü O zalimleri sevmez, azgınları sevmez, yeryüzünde fesat çıkartanları sevmez. Zâlimlere destek veren Müslümanların durumu nedir? Onlar da zâlimdir, onlar da ceza görecek, yıkılacaktır.
Bazı zalimler kendilerini İsa aleyhisselamın bağlısı olarak gösteriyor… Onlar yalancıdır. İsâ aleyhisselam bir vâdide, onlar bambaşka bir vâdidedir. Hz. İsa’ya bağlılık lafla olmaz, aksiyonla, ahlâkla olur. Onlar İsa aleyhisselamın ahlâkının zıddı bir ahlâk üzeredir.
Mazlumların önderi kimdir? Muhammed aleyhissalatü vesselamdır.
Yakın bir tarihte Ortadoğu’da büyük savaşlar olacaktır. Bu savaşlarda dünya menfaatleri ve ikballeri için zâlimlerin safında bulunanları korkunç bir âkıbet beklemektedir. Bu savaşlarda, haklıların ve doğruların safında olup da canlarını kaybedecek Müslümanlara ebedî mutluluk vardır.
Fırat nehri kuruyup yatağından altınlar çıkınca oraya koşacak ve altın toplayacakların vay hallerine! Onlar belâlarını bulacaktır. Müslüman, muhlis, mustaqim, muttaki Kürtleri tenzih ederek söylüyorum; ABD ve İsrail zâlimlerine bel bağlayan Kürtleri korkunç bir âkıbet beklemektedir. Onlar çok yanlış bir hesap içindedir, fırtına ekiyorlar, kasırga biçeceklerdir. Şahsî ikballeri için zâlimleri destekleyen, meşruiyetlerini onlardan alan birtakım İslâmcıların da sonu çok kötü olacaktır.
Efendi sen kâhin misin ki, böyle konuşuyorsun? Görünen köy kılavuz istemez. Zâlimlerin âkıbetlerinin kötü ve feci olacağını söylemek kâhinlik değildir.
Üçüncü dünya savaşının arefesindeki hengâmeler içinde sâdık ve hâlis Müslümanlar ne yapsınlar?
* Namaz kılmayanlar, beş vakit namaza başlasın.
* Farz namazlarda cemaate devam edilsin.
* Zekâtların dışında, hakedenlere sadaka verilsin. Unutulmasın ki, Sâdık Haberci “Sadaka belâyı ve musibeti def eder” buyurmuştur.
* Her türlü azgınlıklardan vaz geçilsin.
* Her türlü nifak alametinden arınılsın.
* Mü’min ve müslimler arasındaki birlik, beraberlik, muhabbet, bağlılık, teşkilat kuvvetlendirilsin.
* Cemaat asabiyetinden ümmet şuuruna geçilsin.
* Birtakım hocalar, hazretler, ruhbanlar erbab haline getirilmesin, putlaştırılmasın.
* Din istismarı konusunda uyanık olunsun, dinî âlet ederek nefisleri ve nüfuzları için para toplayanlara fırsat verilmesin, yardım edilmesin.
* Din konusunda her türlü kötü bid’atlerden uzaklaşılsın, Ehl-i Sünnet ve Cemaat yolunda ve dairesinde olunsun. Din konusunda indî ve keyfî şekilde tartışılmasın.
* Kâfirler dost ve velî ittihaz edilmesin.
* Zühd, takva ve kanaat sahibi olunsun.
* Dünyaya değil, âhirete yönelik olunsun.
* Herkes güçlü Müslüman olmak için ne gerekiyorsa onu yapsın, bilgi-kültür boyutunda, ahlâk, karakter, aksiyon boyutunda, güzellik boyutunda güçlü, vasıflı, üstün Müslüman olmak için ne lazım geliyorsa…
* Allah’ın rahmetine nâil olmak için merhametli olunsun.
* Yahudi ve Hıristiyanları memnun etmek için İslâm’dan tâviz verilmesin,
gibi yanlışlıklardan vaz geçilsin. Allah katında tek hak din İslâm’dır gerçeğine sımsıkı sarılınsın… Küffarın istediği ehlî, ılımlı, light, budanmış, tahrif edilmiş yeni bir İslâm üretme ve türetme çılgınlık ve sevdasından vazgeçilsin.
Tufan yaklaşıyor… Vaktiyle birtakım akılsızlar “Biz yüksek tepelere çıkar ve tufandan kurtuluruz…” kuruntusuna kapılmışlar ve sular onları boğmuştu. Tufandan kurtulmanın çaresi Nuh aleyhisselamın gemisine binmektir. O gemi İslâm’dır, onun dışında başka kurtuluş yolu ve çaresi yoktur. Tufan ansızın gelir çatar. Gemiye koşun, gemiye binin… 28 Mayıs 2006