Cumartesi

 

Kültür ve fikirler ikiye ayrılabilir:

Şifahî (sözlü) olanlarla, yazılı olanlar.

Türkiye genelde bir şifahî toplumdur.


Bu toplumun en şifahîleri de, maalesef çoğunluğu teşkil eden Müslümanlardır. Yazılı kültür kendi arasında ikiye ayrılır: Faydalı, ciddî, kalıcı yazılı kültür. Değersiz, faydası hiç yok veya gayet az yazılı kültür.

Bir bardak çaya bir adet şeker atarsanız tatlanır; bir kazan suya bir şeker atıp iyice karıştırın, sonra o sudan biraz için, şekerli olup olmadığını anlayamazsınız. Bir tek şeker bir kazan suya yetişmez. Bizde birtakım faydalı konularda değerli kitaplar hazırlanıyor, yayınlanıyor, ancak bunlar yetmiş milyonluk nüfusa nisbetle, çok az basılıyor. Bin tane, iki bin tane… Tabiî ki, bu tiraj kocaman Türkiye için çok azdır.

Bazı kitapların büyük sayıda basılması gerekmez. İlmî araştırmalar, biyografiler, incelemeler… Toplumun tamamını ilgilendiren bazı önemli kitapların ise en az 100 bin basılması, bu nüshaların satılması, okunması gerekir. Hattâ 70 milyonluk Türkiye için 100 bin bile azdır.

Büyük sayıda basılması, milyonlarca kimsenin eline geçmesi, onlar tarafından okunması ve anlaşılması gereken konular hangileridir?

1. Temel din bilgileri. Her Müslümanın kendini kurtaracak kadar ilmihal bilgisi okuyup öğrenmesi gerekir. Türkiye’de bu konuda, son elli sene içinde milyonlarca kitap satılmıştır. Lakin halkımızın ve bilhassa gençliğin, bu kitaplardaki bilgileri iyice öğrenip zihinlerine nakşetmiş olduklarını iddia etmek zordur. Adamın kütüphanesinde ilmihal var ama onu Allah’ın sıfatları konusunda sınava çekseniz not alamaz. Binaenaleyh her Müslüman, kendisine yetecek ve kendisini kurtaracak miktarda ilmihal bilgilerini ezberlemekle mükelleftir.

2. Lise ve üniversite diplomasına sahip Türkiyelilerin şahsî kütüphanelerinde, Türk dili ve edebiyatıyla ilgili birtakım temel eserler bulunmalıdır. Mufassal bir Osmanlıca lügat, büyük bir gramer kitabı, geniş bir edebiyat tarihi, imlâ kılavuzu, edebiyatımızın en az yüz klasik eseri.

3. Tarihimizle, bilhassa yakın tarihimizle ilgili gerçekleri cesaretle dile getiren, sahih bilgilere, tarihî belgelere dayalı ciddî kitaplar.

4. Ahlâk ve görgü kurallarını anlatan, okuyanlara medeniyet, nezaket, incelik, vasıflı insanlık kazandıran kitaplar.

5. Sağlık, yeme-içme, giyim-kuşam, ev döşemesi ve bunlara benzer konulardaki, herkesin mutlaka bilmesi gereken bilgileri ve düsturları ihtiva eden kitaplar.

6. Siyaset, hukuk, devlet idaresi, gizli güçler ile ilgili çok öz, çok önemli, zarurî bilgiler veren kitaplar.

Böyle kitaplar, bezirgânca niyet ve kasıtlarla yayınlanamaz. Elbette ticarî müesseseler tarafından çıkartılacaklardır ama gaye hizmet olacaktır. Neye hizmet?Hakka hizmet, halka hizmet, ülkeye hizmet, insanlığa hizmet…

Devrimiz bir telâş ve koşuşturma devridir. İnsanların okumaya vakitleri yok. Öyle vatandaşlar var ki, evden işe, işten eve günde dört saat kaybediyorlar.Akşam evine dönüyor, yorgunluktan turşusu çıkmış, kitap okumaya vakti kalmamış. Böyle milyonlarca vatandaşı düşünerek, okuması çok kolay, içindeki bilgiler çok özlü, çok meraklı, çabuk anlaşılabilir eserler hazırlanıp basılmalıdır.

Okunan, faydalı olan, tesirli olan on altı safyalık değerli bir broşür; okunmayan, anlaşılmayan, tesirli olmayan beş yüz safyalık kocaman bir kitaptan daha hayırlıdır. Bunda kimsenin şüphesi olmasın.

Türkiye, yakın tarihinde geçirdiği ârızalar ve kazalar dolayısıyla, bir kafası karışıklar ülkesi haline gelmiştir.Okul, üniversite görmüş milyonlarca vatandaşımız, birtakım önemli ve hayatî konuları biliyormuş, anlıyormuş gibi görünüyorlar ama iyi bildikleri bir şey yoktur.

Diyelim ki, vatandaşlarımıza görgü, nezaket kurallarıyla ilgili küçük fakat çok önemli ve çok değerli bir broşür sunmak istiyoruz. Bunun öncelikle küçük olması gerekir. İkinci madde: İçindeki bilgiler özlü ve zarurî bilgiler olacaktır. Üçüncü husus: Çabucak okunacak, kolayca anlaşılacaktır. Böyle bir broşürde neler yazılı olmalıdır?..

– “Sana yapılmasını istemediğin şeyi, sen de başkasına yapma” hadîsi yazılmalı ve açıklanmalıdır.

– “İyi ve olgun Müslüman o kişidir ki, insanlar onun elinden ve dilinden bir zarar görmezler…” Bu da bir hadîs-i şeriftir. Orta zekâlı ve vicdanı olan herkes, bunun ne büyük bir hikmet kaynağı olduğunu hemencecik anlar.

– Türkiye vatanımızdır, çöplüğümüz değil!.. Bu başlığın altında beş, altı satırlık bir metinle vatanımızın büyük evimiz olduğu, onu hiçbir şekilde kirletmememiz, çirkinleştirmememiz gerektiği yazılmalıdır.

– Zamanımız insanlarının çoğu, telefonda nasıl konuşulacağını bilmiyorlar. Bu hususta da bilgi verilmeli, telefonla ilgili görgü kuralları anlatılmalıdır.

– Ahmak, geri zekâlı, vicdansız, megalomanyak, egosantrik kimseler kendilerinde hiçbir kusur, noksanlık, günah, yanlışlık olduğunu kabul etmezler; onlar Zemzemle yıkanmıştır, bütün kabahat başkalarındadır. Böyle düşünen ve davranan salakları uyarmak için, “En büyük düşmanın nefsindir, benliğindir” başlığı altında izahat verilmelidir.

– Peygamberimiz “Büyüklerimize saygı göstermeyen, küçüklerimize şefkatle muamele etmeyen bizden değildir” buyurmuşlardır. Bu hususta da kısa, tesirli bilgi verilmelidir.

1960’tan beri İstanbul’da yayıncılık yapıyorum. Başlangıçta bir kaç islâmî yayınevi vardı, şu anda beş yüz kadar Müslüman yayınevi bulunuyormuş ve piyasada on beş, yirmi bin çeşit din kitabı satılıyormuş. Bunların bazıları 500, bazıları 1000, bazıları da 1500 veya 2000 adet basılıyormuş. Basılanlar da hemen satılmıyor. Eskiden dinî yayın yapılmadığı için eksiklik ve cehalet vardı, bugün fazla ve karmakarışık dinî yayın yapıldığı için eksiklik ve cahillik var.

Kitap piyasasındaki dinî kitapların yarıdan fazlası kalitesiz, hattâ içinde yanlışlıklar ve zararlı bilgiler bulunan kitaplardır.Halkımız ve gençlik kitabın sağlamıyla, çürüğünü nasıl ayırt edecek?

Müslümanın temel din kitabı adıyla, yüz safyalık talimatnâme gibi bir kitap çıkartılmalı. O kadar dikkatle, titizlikle hazırlanmalı ki, içinde fuzulî bir tek kelime, bir tek bilgi bile bulunmamalı. Bu kitap bir milyon adet basılmalı, sermayesine verilmeli, arzu edenler paket paket alıp dağıtmalı, en fazla bir sene sonra yine bir milyon adet olmak üzere ikinci baskısı yapılmalı, bunu okuyanlar aydınlanmalı, çok faydalanmalı… Yahu bu işleri, bu hizmetleri kimler yapacak? 21 Mart 2004