Sabatay Sevi İmanlılarının Kuzu Bayramı
Milli Gazete-Köşe Yazıları
- 03 Ocak 2019
Cumartesi
İnstuteus.com internet sitesinden (SABATAY SEVİ ve KUZU BAYRAMI-Haber)‘ine giriniz,
imzalı bir yazı okuyacaksınız. Bu zatın Türk ismine benzer bir isim taşımasına rağmen Sabataycı olduğu anlaşılıyor. Bakınız Tuncay Güney bey neler diyor:
(1) 22 Mart Sabatay Sevi imanlıların kuzu bayramıdır.
(2) Sabatay Sevi, tarih boyunca “iz” bırakan rabay olarak anılıyor.
(3) Sabatay Sevi’nin fikirlerini bilmeyenler onu yıllarca anlayamadılar.Bu büyük rabay için hakaret derecesine varacak iddialarda bulundular.
(4) Bugün bu büyük hahama dua edenler ve onu sevenler var… gönüllerde taht kurmuş kral Sabatay’dır.
(5) Sabatay büyük bir özveri ile, Musa-Davut âilesinin ayakta kalabilmesi için dönemin büyük imparatorluğu Osmanlı devleti ile diplomasi yürütmüştür.
(6) Eserleri ve fikirleri toplumların ufkunu genişletmiştir.
(7) Sevi Osmanlı imparatorluğunun padişahının ismini dualardan çıkartmıştır.
Adı geçen yazıdan daha fazla alıntı yapmak istemiyorum. Arzu edenler internetten tamamını okuyabilirler. Yazıda:
Sabatay Sevi’yi sevenler, onun öğretilerine bağlı kalarak, görünürde Müslüman gibi görünerek inanç ve ibadetlerinde Musa’nın Şeriatını uygulayan bir topluluk oldukları, Büyük Sabatay Sevi’nin, ömrünün sonuna kadar Yahudi inançlarından ve mesajlarını duyurmaktan vaz geçmediği; gizli toplantılar ve dualar düzenlediği, dualarda Padişahın adını anmadığı,
Sabatay Sevi hareketinin eğitimde, diplomaside etkin durumu olduğu, Rabay Sabatay Sevi’nin inanç ve esaslarını içeren reçeteyi inananları uygulamaya devam ettiğini, Sabatay Sevi’nin bütün baskılara rağmen Büyük İsrail sevdasından hiçbir zaman vaz geçmediği,
İsrail devleti kurulurken Sabataycıların desteklerini ve diplomatik yardımlarını esirgemedikleri,
Sabataycıların iki isim kullanmak ve Müslüman gibi görünmek zorunda kaldıkları, İmanlı Sabataycılar
iken, karanlığın ordusu gibi tanıtıldıkları, Bir buçuk milyon Sabataycı için 22 Mart’ın (Baharın ilk günlerinin)
olarak kutlandığı… yazılmaktadır.
Samimi ve
bir Sabataycı tarafından kaleme alınan bu yazı, Sabataycılık konusunda ilmî araştırmalar yapanlar için oldukça önemlidir.
instituteus.com sitesinin (new york institute) başlıklı haber bölümünde “
başlıklı bir haber yer alıyor. Bu haberin yanına renkli bir fotoğraf konulmuş. Ortada Madonna, sağında belden yukarısı çıplak keçi sakallı bir adam var, karnına Yahudilerin Magen David’i (Altıköşeli yıldızı) siyah boyayla resm edilmiş. Solunda yine keçi sakallı zenci veya uzakdoğu tipli çıplak bir adam daha var, onun karnına da siyah boyayla ayyıldız çizilmiş. Enteresan bir fotoğraf, buna da bakmanızı tavsiye ederim.
instuteus.com sitesi
başlığı altında 10 gazete ve medya kurumunun ismini vermiş. Bunların ikisi Türkiye’den: Hürriyet ve Milliyet.
İnternet gerçekten bir bilgi okyanusu. Aranırsa neler bulunmuyor ki. Gençlerimiz, meraklı vatandaşlarımız günde en az bir saat internetten
bilgiler edinmelidir. İnstuteus.com, (Türkiye katagorusindeki)
başlıklı ve
imzalı yazı da çok enteresan…
Bana arkadaşını söyle, senin kim olduğunu söyleyeyim.
*
Senin para ile ilgili tutumunu, muamelâtını, ahlâk ve karakterini görelim, senin ne mal olduğunu hemen anlarız.
*
Bana bir soru yönelt, kaç paralık adam olduğun meydana çıkar.
*
Evini göreyim, senin kim olduğunu söyleyeyim.
*
Nasıl yiyip içiyorsun; senin bütün mahiyetin, cevherin, cibilliyetin oradan anlaşılır.
*
Bana kitapla, kültürle, sanatla, ilimle, irfanla, bilgelikle ne kadar münasebetin ve ilgin olduğunu söyle, ben senin dereceni, rütbeni söyleyeyim.
*
Otomobilini göreyim, senin mânevî bakımdan (maddî değil) kaç paralık adam olduğunu söylerim.
*
Benimle beş on dakika konuş…Bu konuşma esnasında kaç kere “ben, ben, ben” diyeceksin. Onları içimden sayarım ve sana hakettiğin notu veririm.
*
Sofuluk taslamakla beni kandıramazsın…Ezan okunuyor ve sen o esnada caminin önünden geçiyorsun, (çok âcil bir işin, rahatsızlığın, geçerli bir mâzeretin olmadığı halde) camiye girip namaz kılmazsan, umursamazca geçip gidersen senin nasıl bir Müslüman olduğun anlaşılmış olur.
*
Gerçek bir mümin misin, yoksa münâfık mısın?.. Hep doğru konuşuyorsan, verdiğin sözleri tutuyorsan, emânete hıyânet etmiyorsan mü’minsin; yalan söylüyorsan, vaatlerini yerine getirmiyorsan, emânete hıyânet ediyorsan sen katmerli bir münafıksın…
*
Gerçekten cömert misin?.. Tertiplediğin ziyâfet sofrasına bakarım, orada en az bir fakir varsa cömert olduğun anlaşılır. Hep kendin gibi semirmiş, yüklü, tuzu kuru adamları çağırmışsan sana cömert demem.
*
Tarhana çorbası, bulgur pilâvı, üzüm hoşafı…Bu mönüyü zengin bir ziyâfet olarak kabul edersen seni nimetlere şükreden, temiz ahlâklı bir Müslüman olarak kabul edebilirim. Bu yemeklere surat asarsan, küstahça “Bunlar da yenilir mi?..” dersen, senin Allah’ın nimetlerine küfranda bulunan nankörün teki olduğun anlaşılır.
*
Boyalı bir bez parçasından ibaret olan lüks bir kravata 100 dolar veriyor ve bunun rüzgârla ters dönmesinden çok hoşlanıyorsan, sen gösteriş meraklısı zavallı bir manyaktan başka bir şey değilsin.
*
Sokakta yürürken oldukça sâkinsin, direksiyonun başına geçince canavar kesiliyorsun. Sen adam mısın?..
*
Başkalarının kusur, günah, ayıp ve noksanlarına bakmaktan kendininkileri hiç göremiyorsun…Sen bir kibirli alçaksın…
*
Kendi ayıp, günah ve kusurlarına üzülmekten; başkalarınkileri göremiyorsun…Sen iyi bir insansın.
*
Peygambere hakaret ediliyor, hiç tınmıyorsun. Bağlı olduğun din baronuna fiske vuruluyor; havalara çıkıyor, ateş püskürüyor, kendini kaybediyorsun…Söyle bana sen mümin misin, münâfık mısın?..
*
Dine ve Şeriata aykırı kötülükler, münker işler görüyorsun, bunları fiilen gidermiyor, lisanen kötülemiyorsun, hattâ kalben buğz etmiyorsun.Sende imanın asgarîsi bile yok.
*
Karpuz gibi dıştan yeşil görünüyorsun, içinse kıpkızıl para sevgisi, benlik, menfaat hırsı ve başkanlık, makam, mevki, şöhret şehveti ile dolu.
*
Yazık sana… Vah sana… Efsus sana… Eyvah sana… 22 Nisan 2007