Pusulasız Dümensiz Gemi
Milli Gazete-Köşe Yazıları
- 20 Aralık 2018
Medyamızdaki şu uyduruk kıytırık,
marjinal, sansasyonel, gıcık, merak verici ama fos, provokatif haberlere bakınız… Türkiye’nin gerçek gündemi nerede, bizim medya nerede.
Ergenekon davasını yazıyorlar mı? Yazıyorlar ama birinin bayram haftası dediğine öteki sandal tahtası diyor. Anayasa değişikliğini yazıyorlar mı? Hiç yazmaz olurlar mı, çarşaf çarşaf yazıyorlar ama mahiyetini, esasını, ne olup olmadığını doğru dürüst yazan kaç gazete, kaç yazar var acaba?
Yaklaşan
yazıyorlar mı? Arada bir yazıyorlar ama şimdiye kadar kaç gazete, kaç tv
diye yazdı?
Bu çağda ülkelerin gündemini medya tesbit eder. Bizim medyamızın genellikle yapay bir gündemi vardır. Gerçek gündemden ya haberi yoktur, yahut onu ele almak işine gelmez.
Sakın şu miadı geçmiş
olmasın? Bu konu tartışılıyor mu?
Resmî ideoloji kalksın, hiçbir demokrat ülkede resmî ideoloji terörü, vesayeti, tabusu yok diyen kaç gazetemiz, kaç tv’miz, kaç yazarımız var?
Toplumda vahim bir kutuplaşma, sektörleşme, kopukluk, dağılma, çürüme, çözülme müşahede ediliyor.Bu durum gündeminde midir? İnegöl ve Dörtyol kışkırtmalarını ne çabuk unuttuk. Hangi gazete son on yıl içinde
manşetini attı? Eğitim faciası üzerinde niçin durmuyorlar?
korkunç boyutlara ulaştı. Üzerinde duruyor muyuz?.. Tırnakları takma, askısız elbiseli, makyajlı, son derece serbest liseli kız olur mu diyen kaç kişi çıktı.
Artık yeterli buğday üretmiyoruz.
Türkiye’nin bir numaralı meselesi kokuşma. Bu konuyu önemi derecesinde işliyor muyuz? İşimiz gücümüz yapay, uyduruk, yalancı, sahte gündem maddeleriyle uğraşmak. Gerçek gündemin yirmi ana maddesi nelerdir? Hiç böyle bir liste gördünüz mü? Gündemsiz ülke… Pusulasız, dümensiz gemi…
Yediğimiz yemekler Allah’ın bize rızık kıldığı şeylerdir. Kaliteli olmayan yiyecekleri tenkit etmek doğru değildir.
. Ekmek biraz kurumuş yiyeceksin ve şükr edeceksin. Tavuk kızartması yerken
demek, küfran-ı nimettir. Bari, “Rabbimizin nimetlerine şükürler olsun, eskiden köy tavukları vardı, onların lezzeti başkaydı…” de.
Sağlığa zarar verecek bozuk yiyecekler dışında, kalitesiz de olsalar her helâl gıda maddesi yenir. Gurur ve kibrinden dolayı mütevazı yemekleri hor görenler, tenkit edenler, bir gün gelir onlara muhtaç olur.
Tarhana çorbası, yeşil mercimek yemeği, bulgur pilavı ve kuru erik hoşafı ne büyük bir ziyafettir.
Yeme içme konusunda kendimizden yüksekte olanlara değil, alçakta olanlara bakmalıyız. İnsanlığa en güzel örnek ve model olarak gönderilmiş
ne kadar mütevazı yaşarlardı
buyurmuşlardır.
Eline para geçince azan, kuduran, lüks ve sefahate yönelen kişiler ne kadar hayırsız, uğursuz, dengesiz kimselerdir. Zengin mi oldun, paylaşma ahlâkı ile ahlâklanıp imkânsızlara, muhtaçlara ikram edeceksin.
Lokantaya gittin, güzel bir yemek yedin. Bu yüzden sana sevap yazılmaz… Giderken yanına imkânsız birini alıp ona yemek yedirdin. İşte bundan sevap ve ecir kazanırsın.
Pisboğazlık günahtır. Devamlı olarak doyduktan sonra yemek günahtır. (İstisnâî olarak misafirlikte veya iftarda biraz fazla yenilebilir.) Lüks lokantalara giderek gururlanmak ve kibirlenmek büyük günahtır.
Allah’tan korkan Müslümanlar yemek içmek konusunda şer’î ve ahlâkî sınırları aşmazlar, azmazlar, kudurmazlar. Müslüman yemek için yaşamaz, yaşamak için yer
Devamlı pahalı, lüks yemekler yiyen, doyduktan sonra yiyen, beslenme konusunda sınırları aşan kimseler dünya hayatında hastalıklarla ceza görür, terbiye edilir. Sakın mütevazı ve basit yemekleri hor görme. Gün gelir, bu küstahlığından dolayı burnun yere sürtülür ve bir kaşık bulgur pilavına muhtaç kalırsın.
Sakın
deme, öyle bir gün gelir ki, bir sille yersin, dördüncü sınıf lokantaya gidecek para bulamazsın. Ey sersem!.. Ne oldum deme, ne olacağım de. Topraktan yaratılmışsın, toprağa yakın ol.
Yükseklere çıkmaya heves etme, yüksekten düşen kurtulmaz. Âdemoğullarının Seyidi nasıl yaşamış, nasıl yemiş içmiş onu örnek al. Rızkına razı ol, şükr et. Sakın azanlardan, kuduranlardan, gururlananlardan, kibirlenenlerden, beyinsizlerden olma.
Ehlullaha bak. Onlar
31 Ağustos 2010