Özeleştiri
Milli Gazete-Köşe Yazıları
- 09 Şubat 2019
Cumartesi
Nice inanç, düşünce ve görüşünü paylaşmam ama Ahmet Altan kalemi kuvvetli, kafası çalışan, cesur bir düşünür ve yazardır. Bir ara, bir yazısından dolayı çalıştığı gazeteden atılıvermişti. Çünkü resmî ideolojiyi, birtakım tabuları tenkit etmişti. Altan’ın kapı önüne konulmasına sebep olan yazısı bir özeleştiri mahiyetindeydi. Bazılarının ise özeleştiriye hiç tahammülleri yoktu.
Her kesime mensup vatansever, namuslu, dürüst, haysiyetli aydınlara (Bizde kaç aydın vardır acaba?), gazetecilere; okuyan, yazan, düşünen seçkin vatandaşlara hitap ediyorum:
Mensubu olduğunuz kesimin, cemaatin, grubun özeleştirisini yapınız. Özeleştiri yaparsanız Türkiye’nin kurtulmasına, yücelmesine, selamete kavuşmasına kendi çapınızda hizmet etmiş, katkıda bulunmuş olursunuz. Özeleştiri konusunda sanırım bu ülkede çok açık, hayli sert yazan bir tek bendeniz varım. Mensubu bulunduğum islâmî kesimin içindeki bazı uygunsuzlukları ve yamuklukları tenkit edip duruyorum. Özeleştiri mahiyetindeki yazılarım bir araya getirilse kocaman bir kitap olur.
Ülkemizde bir takım kesimler, gruplar, taraflar bulunmaktadır. Onlarla ilgili özeleştirileri ancak ve ancak onlara mensup olanlar yapabilir. Ben Mason değilim, Masonluğa karşıyım, binaenaleyh Masonluğu ve Masonları tenkit edebilirim ama onlar hakkında özeleştiri yapamam. Çünkü içlerinde değilim. Bunu ancak bir Mason yapabilir.
“Efendim Masonların hiçbir kabahati yoktur. Bütün kabahat Mason olmayanlarda, Masonluğun karşısında olanlardadır…” Aklı başında bir insan böyle düşünebilir mi?
Türkiye solcuları (Onlar bölük bölüktür), solculuğun hangi fırka ve kesimine mensup iseler onun tenkit edilecek taraflarını aramalı, bulmalı ve yapıcı olarak tenkit etmelidir.
Ülkemizde düzinelerce Atatürkçülük var. İnançları, görüşleri, felsefeleri, doktrinleri birbiriyle uyuşmayan, hattâ bazen taban tabana zıt olan birtakım adamlar, kadınlar ve gruplar kendilerinin su katılmadık Atatürkçü olduklarını iddia ediyor. Bunların her biri, kendi grubu hakkında özeleştiri yapmalıdır. “Bütün suç ve vebal gericilerde, Atatürk düşmanlarında; Atatürkçülerin zerre kadar kusuru ve suçu yok…” Mantık sahibi, akıl, vicdan, iz’an sahibi bir insan böyle düşünebilir mi?
Laikler, çağdaşlar, ilericiler feryat ediyor, kendilerini yerden yere atıyor: Gericiler şöyle kötü, dinciler böyle çağdışı, İslâmcılar şöyle hain diye. Be adamlar, Türkiye’deki bunca olumsuzlukta, kötülükte sizin hiç tuzunuz biberiniz yok mu? Aynaya baksanız asıl suçlunun siz olduğunu göreceksiniz. Gericiler diye bağırıp duracağınıza biraz da kendinize bakıp tenkit edilecek taraflarınızı yazıp söylesenize.
Zengin Türkçede “Kişi noksanını bilmek gibi irfan olamaz” mısraı vardır. Olgun, insaflı, vicdanlı insanlar kendi kusur, ayıp, noksan ve günahlarına bakıp üzülmekten başkalarınınkileri görmeye vakit ve fırsat bulamazlar.
Türkçüler ve milliyetçiler niçin yapıcı, ciddî özeleştiride bulunmuyor? MHP son seçimlerde niçin tepetaklak olmuştur? Geçmiş iktidar döneminde ne gibi hatâlar yapmışlar, günahlar işlemişlerdir? Yıkıcı ve düşmanca olmamak şartıyla özeleştiriler son derece faydalıdır. Ne kadar şiddetli olursa o derece faydalıdır.
Memlekette korkunç bir kokuşma var, soygun ve hırsızlık almış başını gidiyor. Karşı taraftan biri soygun ve hortumlama yapınca, diğer taraflar ciyak ciyak bağırıyor, tenkit ediyor. Peki kendilerinden biri hırsızlık ve soygun yapınca ne gibi tepki gösteriyorlar? Maalesef sesleri çıkmıyor, bıyık altından gülerek “Benim hırsızım iyidir” diyorlar.
Özeleştiri konusunda Sabataycıların hiç mi hiç sesi çıkmaz. Çünkü onlar gizli bir kesimdir. Bütün kabahat, çoğunluğu teşkil eden Müslümanlardadır. Onlar olmasa şu memleketi ne güzel idare edeceklerdir.
Sabataycılara sesleniyorum: Kendi kesiminizi aklın, vicdanın, sağduyunun, mantığın, iz’anın, bilgeliğin ışığında ve rehberliğinde tenkit ediniz. Bu memleketi bu hale siz getirdiniz. Siyasette, kültürde, iktisatta, finansta, sosyal faaliyetlerde en ağırlıklı lobi sizsiniz. “Sabataycı hatâ yapmaz, bütün hatâlar ve günahlar Sabataycı olmayanlardadır…” Artık bu safsataları, saçmalıkları bırakınız da özeleştiri yapmaya başlayınız.
Ben, mensubu bulunmadığım cemaatleri, doktrinleri tenkit etsem büyük reaksiyona sebep olurum. Hattâ mahkum edilip hapse bile tıkılabilirim. Türkiye’nin tabularını, putlarını; onların içinde bulunanlar tenkit etmelidir.
Türkiye idarecileri, seçkinleri, aydınları, okumuşları, kalantorları tenkide açık değildir. En olumlu ve yapıcı tenkit bile sanki adamın anasına sövülmüş gibi algılanmaktadır. Artık bu taassubu, bu toleranssızlığı yıkmalıyız, kırmalıyız. Bu da öncelikle özeleştiri yapılarak gerçekleştirilebilir.
Atatürkçüler, laikler, Sabataycılar, çağdaşlar! Ellerinizi vicdanınıza koyunuz ve şu soruların cevabını veriniz:
1. Fransa dahil dünyanın hiçbir ciddî, medenî, ileri, hukuklu, insan haklarına saygılı ülkesinde başörtülü Müslüman kızların üniversiteye girmesi ve yüksek tahsil yapması engellenmiyor da Türkiye’de niçin engelleniyor?
2. Bizde gerçekten laiklik var mıdır? Devlet’in bir Diyanet İşleri Başkanlığı, yetmiş küsur bin camii, yüz bin hocası, imamı, müftüsü, vaizi, beş yüz küsur İmam-hatip mektebi, on yedi ilahiyat fakültesi varken onun laik olduğu iddia edilebilir mi? Bizdeki sistem “Devlet dini” sistemi değil midir? Aydınlarımız niçin gerçek laikliğe geçilmesini istemiyor?
3. Bazıları kendileri gibi inanıp düşünmeyenlere gerici diyor. Buna hakları var mıdır? Her vatandaş inançlarında, görüşlerinde, inandığı gibi yaşamak hususunda hür olmalı değil midir? Medenî bir insan, inanç ve görüşleri uyuşmadığı için başkalarına hakaret eder mi? Kendi vatandaşlarını dışlar mı?
Mehmet Emre Güneri adında insaflı ve ılımlı bir Sabataycı vatandaşımız on üç sayfalık bir bildiri yayınlayarak muhteris, militan, aşırı, fanatik Sabataycıları tenkit etti. Bir çiçekle bahar ve yaz gelmez. Mehmet Emre Güneri beye başka insaflı ve vicdanlı Sabataycılar katılmalı ve aşırı giden muhteris dindaşlarını (gizli Yahudileri) orta yola çağırmalıdır.
Özeleştiri yapmak insana bir şey kazandırmaz. Ademoğlu, yalan da olsa övgülere bayılır, doğru ve faydalı da olsa tenkitlerden ve uyarılardan nefret eder. Bendeniz buna rağmen islâmî kesimdeki bazı haşaratı tenkit ediyorum. Diğer kesimlerdeki vatansever, vicdanlı, insaflı, mantıklı aydınlardan ve yazarlardan da aynı şeyi yapmalarını bekliyorum. Bir özeleştiri kampanyası başlatılmadıkça bu ülke düzelmeyecektir. 06 Temmuz 2003