Onların Karanlık Altın Çağı
Milli Gazete-Köşe Yazıları
- 11 Aralık 2018
1. İstiklal Mahkemelerinin karakuşî zâlimâne adaletsiz hukuksuz kanunsuz vicdansız kararları ile binlerce din adamını, aydını, suçsuz ve mâsum Müslümanı sözde yargıladılar, kimini astılar, kimini zindanlarda çürüttüler. Sanıklara avukat tutmak ve Yargıtay’a başvurmak hakkını tanımadılar. Bugün idama mahkum ettiler ertesi gün astılar.
2. Onların karanlık devrinde halkın yüzde sekseni köylerde yaşıyordu ve bir tek köyde bile elektrik yoktu.
3. Halk sıtmadan, veremden, bazı bölgelerde frengiden kırılıyordu.
4. Doğru dürüst karayolu ve demiryolu olmadığı için halk sahil şehirlerine vapurla giderdi. Zenginler birinci ve ikinci mevki kamaralarda, fakir halk güvertede yağmur ve kar altında…
5. Açlık, kıtlık, bereketsizlik yaygındı. Bir ara İstanbul’da ekmek vesika ile verilirdi.
6.
Ezan okumak bile yasaklanmıştı, sadece Türkçe tercümesinin okunmasına izin verilmişti,
7. On binden fazla
, amacından başka işler için kullanılmıştı.
8. Binlerce tarihî İslâm kabristanı düzlenmiş, yok edilmişti. Sadece Üsküdar Bülbülderesi Selanik Dönmeleri mezarlığına hiç dokunulmamış, titizlikle korunmuştu.
9. Fatih Sultan Mehmed Han’ın vakfiyesi ayaklar altına alınarak Ayasofya camii camilikten çıkartılmıştı.
10. Müslüman halkın din hizmetlerini görecek ulema ve fukaha yetiştiren Medaris-i İslâmiye (İslâm medreseleri) kapatılmış, bir gecede 40 bin medrese öğrencisi sokağa atılmıştı.
11. On binlerce Müslüman Kürt öldürülmüş, yerinden yurdundan sürülmüş, korkunç terörler ve cinayetler işlenmiş, kıyımlar yapılmıştı.
12. Bir yandan Sünnîler ezilirken, öte yandan Alevîlere de, bilhassa Dersim’de dehşet verici zulümler yapılmıştı.
13. Zikrullah yapılan tasavvuf tekkelerini kapatmışlardı.
14. Onların zamanında birkaç Müslüman yatsı namazından sonra bir evde toplanıp dinî kitap okuyamazdı. Okuyanlar tutuklanır, ağır ceza mahkemesinde yargılanırdı.
15. Tek parti, CHP vardı. Başka siyasî parti kurulmasına 1945’e kadar izin verilmemiştir.
16. Göstermelik seçimlerde açıkta oy verilir, gizli oy sayımı yapılır ve iktidar partisi ittifakla seçilirdi. Ne komedi!
17. Şark Fâtihi Kazım Karabekir Paşa Erenköyündeki evinde ev hapsindeydi.
18. Dalgın bir vatandaş, camide namaz kıldıktan sonra unutarak başında takke ile sokağa çıkarsa cezası tutuklanmaktı.
19. Halk dinini, tarihini, kültürünü öğrenemesin, kopukluk olsun diye zengin ve edebî Türkçeyi katl ettiler.
20. İnsan haklarına aykırı adaletsiz Varlık Vergisi topladılar, bilhassa gayr-i Müslim vatandaşları soydular.
21. Başlangıçta bir İslâm Cumhuriyeti olan Türkiye Cumhuriyetini zalim, baskıcı, tabucu, faşist bir Selanik Dönme Cumhuriyeti haline getirmek için her habaseti yaptılar.
22. Onların Altın Çağında (!) trenlerde üç mevki vardı: Yataklı Vagon… Birinci mevki… İkinci mevki… Üçüncü mevki…
23. Ankara Yenişehir’e cami yaptırmadılar ve onların baykuş yazarlarından biri “Biz tarihte ilk kez camisiz bir kent yaptık” diye övündü.
24. Yine Ankara Yenişehrine, yırtık pırtık elbiseleri ve sefil halleriyle gelip de manzarayı kirletmesinler diye bir ara köylüleri sokmadılar.
25. Onların zamanında bit, pire, tahtakurusu ve sivrisinek yaygındı.
26. Onların Matbuat Umum Müdürlüğü (Basın Yayın Genel Müdürlüğü) medyaya bir genelge göndererek dinden bahs eden hiçbir haber, köşeyazısı, makale, yorum, tefrika yayınlamamalarını emretmişti.
25. Bütün İslâmî gazete ve dergileri kapattılar.
26. Yeterli din hizmetlisi olmadığı için camisi ve imamı olmayan bazı uzak köylerdeki Müslüman cenazeleri, başka yerden imam bulunup getirilinceye kadar bozulur ve kokardı.
Birileri bu anlattıklarımın ve daha yazmadığım nice zulmün yaşandığı devirlere Altın Çağ diyor…
O çağın en değerli varlıkları, Osmanlı devrinde yetişmiş gerçek ulema, fukaha, meşayih ve sâlih Müslümanlardı. Onlar da ağır baskılar altındaydı.
Günümüzde yanlış işler olmuyor mu, yapılmıyor mu?.. Olmaz olur mu?.. İnsan oğlu günah işler, hatâ eder… Lakin bugün yapılanlar dünkü zulümlerin, baskıların, iğrençliklerin, devlet (daha doğrusu rejim) terörlerinin, faşistliklerin yanında solda sıfır kalır.
Dünkü İstiklal Mahkemeleriyle bugünkü mahkemeleri bir tutmak ne kadar yanlış ve haksız bir kıyaslamadır. Bugün siyasî sanıkların avukatları var, duruşmalarda serbestçe konuşabiliyorlar.
bir
, bir
gazetesi yayınlanabilir ve iktidara karşı en ağır muhalefet yapılabilir miydi? Muhalif
gazetesi sahibi
canını kurtarabilmek için Bulgaristan’a kaçmıştı.
nın en nazik ve yumuşak bir şekilde tenkit edilmesine izin verilmezdi. Allah bu ülkeye, bu halka, bu devlete onların
tekrar yaşatmasın.
İslâmî açıdan gazete ve tv haberleri, yorumları, resimleri, programları kaç sınıfa girer? Kendimce bir sınıflandırma yapmak istiyorum.
Bunlar öncelikle ikiye ayrılır: İyi olanlar kötü olanlar… Faydalı olanlar zararlı olanlar… Mübah olanlar haram olanlar…
İyiye, mârufa, salâha yönelik haberler, konuşmalar vardır; kötüye, münkere, fitne ve fesada yönelik olanlar vardır.
İslâm dinine göre insanların yaptıkları bütün işler ef’al-i mükellefîn denilen sekiz sınıftan birine girer. Bunların dışında kalan bir iş, bir amel yoktur. (Farz, vacib, sünnet, müstehab, mubah, haram, mekruh ve müfsid.) İslâmda din dünya ayırımı yoktur. Dünya işleri de bu sekiz sınıf içinde değerlendirilir.
İyi yazılar, haberler, konuşmalar hangileridir? On iki örnek vereceğim:
1. İslâm dinini inanç bilgileri, ilmihal, ahlâk bakımından Kur’ân’a ve Sünnete göre doğru tanıtan ve anlatanları… 2. İnsanları İslâm’a davet eden etkili yayınlar… 3. Müslümanların daha bilgili, daha alim, daha ahlâklı, daha faziletli, daha düzgün, daha hayırlı olması konusundaki çalışmalar, propagandalar… 4. Bütün mü’minlerin tek bir İmam-ı Kebir’e biat ve itaat ederek tek bir Ümmet olmaları… 5. Halkın farzları yapmaya ve haramları yapmamaya davet edilmesi… 6. Beş vakit namazın kılınması… 7. Hür ve mukim erkeklerin farz namazları cemaatle kılması… 8. Kadınların tesettüre girmesi… 9. Halkın ve gençliğin Türkçeyi bin yıldan fazla bir müddet kullanılmış olan İslâm ve Kur’ân yazısıyla yazıp okuması…10. Şeriatsız ve fıkıhsız İslâm düzeni ve toplumu olamayacağı… 11. Müslümanların ilim, kültür, ticaret, sanayi, ahlâk, fazilet, sanat konularında rakip ve karşıtlarından üstün olmaları gereği… 12. Müslümanların âdil, insaflı, mürüvvetli, medenî, bilgili, bilge olmaları için yapılan eğitim, telkinat ve irşadlar…
Kötü, zararlı olanları nelerdir:
1. Kur’ân’a, Sünnete, Şeriata, fıkha, İslâm ahlâkına aykırı olan her şey kötüdür ve zararlıdır ve hederdir… 2. Ümmet birliğini ve şuurunu zedeleyen, Müslümanları parçalayan bütün fikirler ve aksiyonlar zararlıdır… 3. Aslında zararlı gibi görünmeyen, lakin Müslümanları gaflete düşüren, uyutan, uyuşturan, zayıf düşüren her şey zararlıdır ve kötüdür. 4. Şu veya bu şekilde din sömürüsüne, mukaddesat bezirganlığına yönelik bütün yazılar, konuşmalar kötüdür, zararlıdır… 5. Dindeki bütün bid’atlar zararlıdır. Reform, değişim, yenilik, mezhepsizlik, teflik-i mezahib, ılımlı/light İslâm…
Medyada faydası da zararı da olmayan yazılar ve konular var mıdır?.. Olabilir. Ahlâksızlığa kaçmadan, gaflete düşürmeden insanları terbiye sınırları içinde eğlendirmek ve dinlendirmekle ilgili yazılar, resimler, hatıralar…
Halkın ve gençliğin şehvetlerini kamçılayan, onları azdıran bütün yayınlar kötüdür.
Menfaat karşılığında yapılan bütün yağcılıklar, yalakalıklar, dalkavukluklar kötüdür.
Futbol holiganlıkları kötüdür.
Yazı ve tv konuşması suretiyle yapılan bütün gıybetler ve tecessüsler çok kötüdür.
Velhasıl gerek gazeteler ve dergiler, gerekse tv kanalları olarak medya, hem iyiliğe hizmet edebilen, hem de kötülüğe hizmet eden bir alet ve vasıtadır. Müslümanların bir araya gelerek ülkenin en büyük, en güçlü, en etkili, en hayırlı medyasını kurmaları gerekir.
Böyle bir medya cemaatçilikle, tarikatçilikle, grupçuluk zihniyet ve asabiyeti ile kurulmaz. Bu hizmet Ümmet birliği ve Ümmet şuuru ile yapılabilir.
İslâm dini ahlâksızlık, fitne fesat, şehvet, müstehcen neşriyat konusunda hürriyet tanımaz ve vermez.
İslâm’da her şey mârufa, hayra, iyiye, doğruya, güzele yöneliktir.
İslâm medyasının ölçüleri ve değerleri Kur’ân, Sünnet, Şeriat ve Ahlâk-ı İslâmiye ölçü ve değerleridir. Müslümanların gazeteleri ve tv kanalları dinsizlerinkilere benzememelidir.. 09 Ocak 2013