Muhterem Cenablar ve Hanımlar
Milli Gazete-Köşe Yazıları
- 09 Aralık 2018
Muhterem cenablar, muhtereme hanımlar!.. Din olarak İslam üstündür, onun üstünde, ondan yüce cemaat, hizip, fırka, tarikat, grup, parça olamaz.
Önce İslam, sonra onun dairesi cemaat, tarikat, parça… Cemaati İslam ile özdeşleştirmek sapıklıktır, mantıksızlıktır. Cemaati İslam’dan büyük ve üstün görmek çılgınlıktır.
Bir mü’mine
diye sorulunca
cevabını vermekle yükümlüdür.
Bir Müslümanda cemaat, tarikat, grup, hizip, fırka asabiyeti var ama Ümmet şuuru yok; o kimse son derece noksan eksik bir Müslümandır. Beyler hanımlar!.. Bizim yeryüzündeki herhangi bir Müslümanı dışlamak, ötekileştirmek şansımız, hakkımız, tercihimiz yoktur.
Bilmiyorsanız haritaya bakınız, kitaplardan bilgi edininiz; işte
Bırakın Gambia’daki uzak Müslümanı, biz kendi ülkemizdeki kardeşlerimizi bile dışlıyoruz, ötekileştiriyoruz. Bir Müslüman, kendisini dinden çıkartmayan günahlarıyla, hatâlarıyla, kusurlarıyla birlikte bizim kardeşimizdir.
Bir Müslümanı rengi, lisanı, ülkesi yüzünden terk etmek, ötekileştirmek; onu kan grubu dolayısıyla terk etmeye benzer. Biz böyle bir tercih hakkına sahip değiliz.
Peygamberimiz
ne buyuruyor:
Soruyorlar:
Efendimiz şu cevabı veriyorlar:
Bir an bile unutmayalım ki, insanların ve Müslümanların bizim üzerimizde hakları vardır.
Onları, akıllarının ereceği şekilde, en uygun ve güzel metotlarla imana, İslama, Kur’ana, hakka, adalete, insafa, hikmete davet etmek…
Milyonlarca Müslüman çocuğu imanını yitirirken,
Herkes benim mezhebim en doğrusudur diyebilir ama öteki mezheplere mensup kardeşlerini dışlayamaz, ötekileştiremez.
İnsanlık aleminde nasıl dört kan grubu, sekiz karakter çeşidi varsa; İslam dünyasında da
Kur’an, Sünnet, Şeriat dairesi içinde olmak… Ehl-i Tevhid olmak… Ehl-i kıble olmak… La ilahe illAllah Muhammed Resulullah demek…
Kan grubu (A) olan bir Müslümanın kan grubu (B) olan kardeşini dışlaması ne kadar aptalca, beyinsizce, çılgınca bir iş ise; meşrep farklılıkları yüzünden mü’minleri dışlamak, hattâ onlara düşmanlık etmek de öyledir. Mü’min ve müslim kişinin hatâları, yanlışlıkları varsa, onlar kardeşlik bağını kopartmadan tashih edilir, düzeltilir.
Mü’minlerin birbirini sevmesi, kardeş bilmesi lafla olmaz, Ümmet çatısı altında toplanmakla olur. Ümmetin teoriden pratiğe geçmesi ise, mü’minlerin âdil ve râşid bir İmam’a biat ve itaat etmesiyle olur.
Ümmet ve İmam olmazsa birbirinden kopuk cemaatler, tarikatlar, gruplar, parçalar, hizipler, fırkalar zillet ve esaret içinde bildiklerini okur. Birbirimizle kardeş olmaya, birbirimizi sevmeye, birbirimize yardım etmeye o kadar muhtacız ki…
(2) Gıybet etme, Müslüman, ölü kardeşinin etini yemez…
(4) Tecessüs etme, başkalarının gizli günah, ayıp ve kötü hallerini araştırıp, onları rezil edeni, Allah rezil eder…
(6) Ya hayırlı söz et yahut çeneni tut…
(8) Kendi günah, ayıp ve kusurlarına üzülmekten, başkalarınınkini göremez ol…
(10) Kendinden yukarıdakilere değil, aşağıdakilere bak…
(12) Büyüklerimize hürmet et, küçüklerimize şefkat ve merhamet
(14) Allah’ın sana verdiği nimetleri paylaş, infak et…
(16) Lüks, israf ve her türlü beyinsizlikten uzak dur ki, belanı bulmayasın…
(18) Allaha tevekkül et…
(20) Fâsık olma, sâlih ol…
(22) Fazilet satma, varsa erdemin, sen sus, başkaları söylesin…
(24) Ezelde yaptığın ahd ü misakı unutma sakın…
(26) Nefsini aklama…
(28) Haram yeme, yanarsın
(30) Büyük yolculuk için azık topla…
(32) İnsanların kurdu olma, meleği ol…
(34) Mütevazı ol…
(36) Sabırlı ol…
(38) Emanetlere riayet et, sakın hıyanet etme…
(40) Allaha karşı ihlaslı ol, kullara karşı adaletli ve insaflı…
(42) Sadaka-i câriye yapmaya çalış…
(44) Lâf Müslümanı olma, hâl Müslümanı ol…
27.04.2014