Kadınlar Hakkında Yeni Devrim Yasaları Ve Uygulama Sonuçları
Milli Gazete-Köşe Yazıları
- 09 Aralık 2018
Son yıllarda ülkemizde Feministler bir yandan hukuk, öte yandan Diyanet alanında
Feminist bir Medenî Kanun hazırlanmış, ailede reis kavramı kaldırılmış, erkeğin aleyhine zevceye gayr-i âdil haklar tanınmış, kadın erkek eşitliği bozulmuş, toplumun temeli olan ailenin temelleri çökertilmiş, boşanma dâvaları çoğalmış, büyük sayıda çocuk mutsuz kılınmıştır.
Bu konuda hukukçu bir dostumun hazırladığı raporu, kendisine teşekkür ederek yayınlıyorum:
Özellikle AK Parti iktidarı dönemine tekabül eden yasa çalışmaları sonuçları itibarı ile feminist ve aşırı kadın hakları savunucularının duygu ve düşünceleri doğrultusundadır. Diğer bir ifade ile Cumhuriyet döneminde yapılan devrimlerin güncellenmesi ve daha ileriye götürülmesi olarak tanımlayabiliriz.
Somut bir örnek:
Kasım 2012 tarihinde yapılan kadın hakları konulu konferansın bitiminde, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin’in yanına gelerek,
diyerek hayallerini gerçekleştiren sayın bakanı tebrik etmiştir. Bu gelişme üzerine CHP Genel Merkezi tarafından
Kadın hakları konusunda yasal düzenlemelerin sonuçlarına diğer bir örnek:
Çocuklarının velayetlerinin ellerinden alındığını ve tayin edilen yüksek nafaka bedellerini ödeyemediklerinden haklarında hapis kararları çıktığını açıklayarak bakanlık önüne siyah çelenk bıraktılar.
Yapılan yeni düzenlemeler üzerine
kurulmuştur. Aile Mahkemeleri hakimlerinin ekserisi kadın hakimlerden oluşmaktadır. Yerel mahkemelerin ve Yargıtay’ın kararları açıklanan yasal düzenlemelerin sonucu olarak kadınlar lehine çıkmaktadır.
Anayasa başta olmak üzere
özetle;
1. Referandum ile yapılan son anayasa değişikliğine kadınlar lehine
Madde 10 – (Ek fıkra: 7/5/2004-5170/1 md.) Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir. Devlet, bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür.
Bu maksatla alınacak tedbirler eşitlik ilkesine aykırı olarak yorumlanamaz.
Uygulamada kamu kurumuna eşit şartlarda başvuranlar arasında kadınlara öncelik verilmesini sağlayacaktır. Tüm yasalarda kadınları koruyucu tedbir ile birlikte lehe düzenlemeler yapılması beklenmektedir.
2. Medeni Kanun’da yapılan değişiklikle 01.01.2002 tarihinden itibaren evlilik birliği içerisinde edinilen malların % 50’si, edinilmiş mallara katılma rejimi gereğince paylaştırılması hükmü getirilmiştir. Bu hükümlerden kadınların yararlandırılması amaçlanmıştır. Aynı şekilde kadınların miras payı % 25 iken yeni yasalarla % 62.5 oranına çıkarılmıştır. Geriye kalan tüm çocuklar ise % 37.5 oranını paylaşacaklardır.
aile reisliği kaldırılmış ve eşlerin evlilik birliğini beraberce yönetecekleri düzenlenmiştir.
• Eski kanunda
kocaya aittir. Yeni Yasada temsil yetkisi eşlerin her ikisine birlikte verilmiştir.
• Evin seçimini kocanın yapacağı hükmü değiştirilerek, eşlerin oturacakları
getirilmiştir.
• Kadına,
veren ve daha önceden yapılmış olan (1997 yılında) değişiklik yeni yasada aynen benimsenmiştir.
• Yeni Yasa ile evlenme yaşı kadın ve erkek için eşitlenerek yükseltilmiştir.
getirilmiştir.
, anlaşmazlık halinde ise babanın reyinin üstün olacağı hükmü değiştirilerek eşlerin velayeti birlikte kullanacakları düzenlenmiştir. Anlaşmazlık halinde ise hakim karar verecektir.
hükmü getirilmiştir. Bu düzenlemeyle eşler mesleklerini diğer eşten izin almadan sürdürebilecektir.
• Yeni kanunla
kaldırılmıştır.
veya evlilik birliğine ilişkin önemli bir konuda
, eşler ayrı ayrı veya birlikte hakimin müdahalesini isteyebilirler. Hakim, gerektiği takdirde eşlerden birinin istemi üzerine kanunda öngörülen önlemleri alır.
kocanın yapacağı hükmü değiştirilerek, eşlerin oturacakları evi birlikte seçecekleri hükmü getirilmiştir.
• Birliğin korunması için, eşler birlikte yaşarken,
Birlikte yaşamaya ara verilmesi halinde, eşlerden biri, ortak hayat sebebiyle kişiliği, ekonomik güvenliği veya ailenin huzuru ciddi biçimde tehlikeye düştüğü sürece ayrı yaşama hakkına sahiptir. Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hakim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetimine ilişkin önlemleri alır.
• Yeni Medeni yasa ile
gelmiş ve eşlerden birinin, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemeyeceği, aile konutunu devredemeyeceği veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamayacağı kabul edilmiştir. Rızayı sağlayamayan veya haklı bir sebep olmadan kendisine rıza verilmeyen eş, hakimin müdahalesini isteyebilecektir.
• Daha önce boşanma davalarında yetkili mahkeme, davacının ikametgâhı ya da davadan önce eşlerin birlikte altı ay oturdukları yer mahkemesi iken, yeni yasa ile boşanma veya ayrılık davalarında yetkili mahkeme, eşlerden birinin yerleşim yeri
veya dâvadan önce son defa altı aydan beri birlikte oturdukları yer mahkemesidir.
1.Evlilik birliğini eşinizle birlikte yönetme hakkına sahipsiniz… 2.Evlenme ile kocanızın soyadını alırsınız, ancak istediğiniz takdirde eşinizin soyadı ile birlikte önceki soyadınızı da kullanabilirsiniz… 3.Meslek veya iş seçiminde eşinizden izin almak zorunda değilsiniz… 4.Evli iseniz çocuğunuzun velayetini birlikte kullanırsınız. Resmi nikahlı değilseniz çocuğunuzun velayeti size (anneye) ait olacaktır… 5.Çocuğunuzun adını eşinizle birlikte koyma hakkına sahipsiniz… 6.Evliyseniz çocuk ailenizin soyadını, evli değilseniz sizin (annenin) soyadınızı taşır… 7.Eşinizden haklı bir sebeple ayrı yaşıyorsanız nafaka isteme hakkına sahipsiniz… 8.Eşinizle oturacağınız konutu birlikte seçme hakkına sahipsiniz… 9.Tapu müdürlüğüne bir dilekçe ile başvurarak oturduğunuz evi aile konutu olarak şerh ettirebilirsiniz. Eşiniz sizin rızanız olmadan oturduğunuz ev kira ise kira sözleşmesini feshedemez ve oturduğunuz ev eşinize aitse evi sizin rızanız olmadan satamaz… 10.Eğer 01.01.2002 tarihinden sonra evlenmişseniz ve başka bir mal rejimini seçmemişseniz `edinilmiş mallara katılma’ rejimini seçmiş sayılırsınız. Boşandığınız zaman evliliğiniz süresince edindiğiniz malları paylaşma hakkına sahip olursunuz. 11.01.01.2002 tarihinden önce evlenmişseniz, bu tarihten önceki dönem için eşinizle başka mal rejimi seçmemişseniz `mal ayrılığı’ rejimi hükümleri uygulanır. Yani o dönemdeki malların paylaşımında kendinize ait olan mallarınızı alabilirsiniz… 12.Boşanmanız durumunda eşinizden kendiniz ve müşterek çocuğunuz için nafaka isteyebilirsiniz… 13.Boşanmak istemiyorsanız ancak eşinizden haklı bir nedenle ayrı yaşıyorsanız, hakim kararıyla boşanmadan da nafaka talep edebilirsiniz… 14.Hakim, eşinizin ve sizin maddi durumunuzu esas alarak ödenecek nafakayı belirler. Bu nafaka size her ay düzenli olarak ödenmek zorundadır.
Sadece boşanma nedeni olarak kabul edilmektedir.
Boşanma davalarında çocukların velayeti (akıl hastalığı ve/veyahut haysiyetsiz bir hayat yaşadığı kanıtlanmadan) anneye verilmektedir. Velayetle birlikte iştirak ve tedbir nafakalarına hükmedilmektedir. Nafaka miktarları genellikle babanın ödeme imkanlarını zorladığından ödemede gecikme nedeniyle hapis kararı ile sonuçlanmaktadır. Baba ayrıca çocuğunu kararda açıklanan günlerde görebilmektedir. Uygulamada ise annenin insafına kaldığını görmekteyiz. Anne çocuk adına aldığı nafakayı keyfi kullanabilmektedir.
4. Yasal değişiklikler sonucu
, velayet, nafaka, tazminat,
ve tedbir taleplerinin uygulamasını istediğini var saydığımızda
a-Kadın boşanma davası açmakla
kocanın aile konutundan uzaklaştırılmasına, nafaka tayinine karar verilmektedir.
Aşağıda metnini eklediğim kanun maddesi taraf teşkili yapılmadan tedbir olarak verilmektedir.
Kanun No. 6284 Kabul Tarihi: 8/3/2012
Şiddet uygulayanlarla ilgili olarak aşağıdaki önleyici tedbirlerden birine, birkaçına veya uygun görülecek benzer tedbirlere hâkim tarafından karar verilebilir:
olarak şiddet tehdidi, hakaret, aşağılama veya küçük düşürmeyi içeren söz ve davranışlarda bulunmaması.
veya bulunduğu yerden derhâl uzaklaştırılması ve müşterek konutun korunan kişiye tahsis edilmesi.
bu kişilerin bulundukları konuta, okula ve işyerine yaklaşmaması.
varsa, kişisel ilişkinin refakatçi eşliğinde yapılması,
d) Gerekli görülmesi hâlinde korunan kişinin, şiddete uğramamış olsa bile yakınlarına, tanıklarına ve kişisel ilişki kurulmasına ilişkin hâller saklı kalmak üzere
ve ev eşyalarına zarar vermemesi.
veya sair surette rahatsız etmemesi.
g) Bulundurulması veya taşınmasına
bu görevi nedeniyle zimmetinde bulunan silahı kurumuna teslim etmesi.
h) Korunan kişilerin bulundukları yerlerde
bağımlılığının olması hâlinde, hastaneye yatmak dâhil, muayene ve tedavisinin sağlanması.
ve tedavisinin sağlanması.
(2) Gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde
ilgili kolluk amirlerince de alınabilir. Kolluk amiri evrakı en geç kararın alındığı tarihi takip eden ilk işgünü içinde hâkimin onayına sunar. Hâkim tarafından yirmi dört saat içinde onaylanmayan tedbirler kendiliğinden kalkar.
(3) Bu Kanunda belirtilen tedbirlerle birlikte
ile 4721 sayılı Kanun hükümlerine göre velayet, kayyım, nafaka ve kişisel ilişki kurulması hususlarında karar vermeye yetkilidir.
4721 sayılı Kanun hükümlerine göre nafakaya hükmedilmemiş olması kaydıyla hâkim, şiddet mağdurunun yaşam düzeyini göz önünde bulundurarak talep edilmese dahi tedbir nafakasına hükmedebilir. c-Kadın evlilik birliği içinde edinilen malların yarısını almaktadır.
Boşanma dâvası açıldığında kocanın tüm mallarına tedbir kararı verilmektedir.
çocukların velayeti anneye verilmektedir. Ayrıca tedbir ve iştirak nafakasına hükmedilmektedir.
e- Talep edilen
yorumlanmaktadır.
f- Boşanma dâvası açılmakla
tüm mal varlığına tedbir konulmakta, mallarının yarısını karısına vererek nafaka ve tazminata mahkûm edilmektedir.
g- Güncel uygulama ise
Özellikle iş hayatında ciddi aksamalara neden olmaktadır. Sözleşme yaparken, kredi alırken, kefil olurken eşiniz/karınız yanınızda olmak zorundadır. Bankalar eşiniz imzalamadan çek defteri bile vermemektedirler. Bankalarda, işyerlerinde trajikomik hikayeler anlatılıyor. Bir gün önce imzaladığı sözleşmeyi bankaya gelip çığlıklar içerisinde geri isteyen, imzasını iptal etmek isteyen kadın hikayeleri anlatılmaktadır. Evdeki en küçük çekişme/tatsızlık iş hayatına etki etmektedir.
olmuştur.
açılmaktadır.
oluşmuştur.
düşünülmektedir.
bir milyona yakın çocuğun aile birliğinin koruması altında olmamasıdır.
Bir kısım
her gün medya üzerinden propaganda yapmaktadırlar.”
13.09.2013