İslâm’ı Bozma Teşebbüsleri
Milli Gazete-Köşe Yazıları
- 05 Şubat 2019
Perşembe
Sütün, yoğurdun, peynirin light’ini biliyorduk. Şimdi bazıları light İslam çıkartmaya çalışıyor. Kimdir bunlar? Gayeleri, maksatları nedir.Light İslam denilen şey nedir?
Dindar Müslümanlar her gece yataklarına girip uyumaya hazırlanmadan önce “Rab ve İlâh olarak Allah’tan, Peygamber olarak Muhammed aleyhisselâtü vesselâmdan, din olarak İslâm’dan, Kitap olarak Kur’ân’dan razıyız…” mealinde bir dua okurlar.
Müslüman, din olarak İslâm’dan razı olan, onu beğenen, onu bütünüyle kabul etmiş olan kimsedir.
Hiçbir samimî Müslümanın, İslâm dininde reform, yenilik istemeye, gerçek İslâm’ın yerine “Light İslam” türetmeye hakkı yoktur.
İnsanların yaptıkları kanunlarda, nizamlarda, düzenlemelerde eksiklikler olur. Zaman geçtikçe bunlar eskir, yenilenmeleri gerekir. Allah’ın dini, Peygamberin Sünneti için böyle bir şey bahis konusu olamaz. Çünkü Yüce Allah -hâşâ- yanılmaz. O, kemal sıfatlarla sıfatlıdır, noksanlıktan, eksiklikten, yanılmaktan münezzehtir.
Dinimizin ikinci kaynağı olan Sünnet de Allah’ın vahyi ve ilhamı iledir. Peygamber hiçbir dinî konuda yanılmamıştır. Çünkü o kendinden, hevasından konuşmaz. Yüce Kur’ân bu konuda şâhittir.
İslâm dini ve Şeriatı ondört asırdan beri hiçbir kopukluk, bozulma, tahrif, değiştirme olmaksızın apaçık bir şekilde ortadadır. Kur’ân ortadadır, Sünnet ortadadır. Ondört yüzyıldan beri İslâm’ın büyük âlimleri, mürşidleri, fâzılları, müçtehidleri, imamları (önderleri) olmuştur. Onların hepsi de Ehl-i Sünnet ve Cemaat denilen nuranî geniş bir caddede yürümüşler, Müslümanlara rehberlik etmişler, ışık tutmuşlardır. Bu ondört asır boyunca hiçbir gerçek âlim, kâmil mürşid, mutlak müçtehid, büyük fakih dinde reform ve yenilik yapılmasını düşünmemiş, böyle bir şeye taraftar olmamış; aksine dinin Hazret-i Muhammed’e gönderildiği gibi aynen muhafaza edilmesi için gayret göstermiştir.
Peygamberimizin meşhur hadîs-i şerifinde bildirdiği gibi, her asırda zuhur eden mücedditler, dinde reform ve yenilik yapmak için değil, dinin asliyetini muhafaza edip, sonradan girmiş bid’atleri temizlemek için çalışmışlardır. Bunlardan biri olan Müceddid-i Elf-i Sâni İmamı Rabbanî hazretleri, dinin ve Şeriatın en küçük hükmünün bile titizlikle muhafazası uğrunda büyük gayret ve cehidler sarf etmiştir.
Peki bütün din âlimleri, fakihler, mürşidler, imamlar, müçtehidler, sâlih ve muttaki Müslümanlar, mü’minler İslâm’dan memnun ve razıdırlar da, razı olmayıp yeni bir Light İslam isteyenler kimlerdir.?
(1) Dünyanın yegâne süper gücü olan Amerika’nın Siyonistleri ve bazı Evangelistleri gerçek İslâm’dan son derece tedirgin oluyor ve korkuyorlar. Kur’ân’a ve Sünnete dayalı ilâhî gerçek İslâm’ı değiştirip, yumuşatıp, fıkhını ve Şeriatını kaldırıp ucuz, ılımlı, kolay, zararsız bir Light İslam adında bir ideoloji ve hümanizma çıkartmak istiyorlar.
(2) İsrail ve dünya Siyonizmi de aynı rahatsızlık ve tedirginlik içindedir.
(3) İslâm’ın, başta Fransa olmak üzere Batı Avrupa’da hızla ilerlediğini, taraftar kazandığını gören bazı kilise mensupları ve devlet adamları da aynı rahatsızlığa yakalanmışlardır.
(4) Gizli Yahudiler, iki kimlikliler, Müslümanların uyanması ve şuurlanması karşısında panik içindedir. Saltanatlarını ve hakimiyetlerini kaybetmek istemiyorlar. Çünkü bu saltanat ve hakimiyet onlara milyarlarca dolarlık bir rant getirmektedir.
(5) Uluslararası Masonluk da İslâmî uyanıştan rahatsızdır. Dünya üzerinde kurmuş oldukları gizli hegemonyayı sürdürmek için, kendilerine ve menfaatlerine zarar vermeyecek bir Light İslam arzulamaktadırlar.
İslâm’da reform, yenilik, değişiklik, tahrif işini bizzat kendileri yapmaya kalkışsalar, İslâm âlemindeki bir buçuk milyar Müslüman bunu çok çabuk anlayacak, nefretle karşı çıkacaktır. Onun içindir ki, bu reform ve hafifleştirme, ılımlı hale getirme işini Müslüman kılıklı birtakım taşeronlara havale etmişlerdir. Bunlar kimlerdir?
(1) Hakikî, ciddî, vasıflı, haysiyetli, kendini bilen hocaları ve ilâhiyatçıları tenzih ederim ama bazı ilâhiyatçılar maalesef yoldan çıkma ve dinde reform ve yenilik tuzağına düşmüşlerdir. Yazdıkları kitapları, makaleleri, televizyonlardaki olumsuz ve aykırı konuşmalarını, gazetelerdeki hayret verici beyanlarını hepimiz biliyoruz. Şu hususu kaydedelim ki geleneksel icâzeti olmayan hiçbir ilâhiyatçı gerçek mânâda din âlimi sayılamaz. İlâhiyat fakültelerinin diplomaları İslâmî ve geleneksel icazetin yerini tutmaz. İslâmî icazet öyle bir belgedir ki, sahibini ilmî silsile itibarıyla Resûllerin seyyidi olan Muhammed Mustafa Sallallahu Aleyhi ve Sellem Efendimize bağlar. Batı usulü modern diplomalarda bu silsile, bu zincir yoktur. Bazı ilâhiyatçılar Kur’ân’ı kendi hevalarına, re’ylerine göre tefsir ederek nice âyetin mânâsını çarpıtmaktadır. Yine birtakım ilâhiyatçılar Peygamber Efendimize ve sünnetine saygısızlık etmekte, dinimizin ve Şeriatımızın ikinci kaynağını hafife almaktadır. Öyle ilâhiyatçılar vardır ki, yeni bir din çıkartmış olan Koreli Dr. Moon ile yakın ilişki içindedir. Bir İslâm hocasının, Dr. Moon dininin “Kutsal Metinler Heyetinde” ne işi vardır? Bir yakınının papaz olduğu söylenen bir diğer ilâhiyatçı ise Kur’ân-ı Azimüşşanı kendi kafasına göre yorumlayıp durmaktadır.
(2) Sabataycı medya Light İslam teşebbüsünü, dinde reform ve yenilik hareketini can u gönülden desteklemekte, alkışlamaktadır. Kendi aralarında Müslümanlara ve Türklere “Acı soğan” diyenler niçin reform ve yenilik istiyor? Her hâl ü kârda İslâm’ın ve Müslümanların iyiliği için istemiyorlar.
(3) Maalesef Müslümanların içindeki birtakım saf ve düşüncesiz kimseler de, aldatıcı propagandalara kanarak bu reform ve yenilik cereyanına sempati beslemektedir.
Son yetmiş beş senelik tarihimizde dinde reform ve yenilik konusunda birçok teşebbüs yapılmış, hepsi de iflâs etmiştir. Bir ara merhum Mehmed Âkif’e Kur’ân tercümesi yaptırılmış; Âkif, bu tercümenin asıl Kur’ân’ın yerine konulacağını öğrenince tercümeyi vermemiş ve ölümünden sonra yakılmasını vasiyet etmiştir.
Ben çocukluğumda ve gençliğimde cami minarelerinden Allahu Ekber diye hakikî Ezan okunmasının yasak olduğu zamanları hatırlıyorum. Allahu Ekber yerine “Tanrı uludur, Tanrı uludur…” diye bağırtılırdı.
Sonra memlekete az buçuk demokrasi ve hürriyet geldi, Müslümanlar düşe kalka derlenip toparlanmaya çalıştılar, yeterli olmasa da bir ilerleme görüldü. Şimdi bu uyanmayı ve ilerlemeyi durdurmak için, suyu başından kontrol etmek, dinde temelli bir reform ve yenilik yapmak istiyorlar. Maalesef bu iş için de bazı siyasal İslâm mensuplarını ve bazı ilâhiyatçıları satın almış ve vazifelendirmişlerdir.
İslâm’ın yenisi menisi, koyusu açığı, yoğunu hafifi olmaz. Bir tek İslâm vardır. Bindörtyüz yıldan beri devam etmektedir. Ilımlı, reforme edilmiş, yenilenmiş, Light İslam ileride kelam kitaplarına yazılacak bir dalâlet (sapıklık) hareketinden ve fırkasından başka bir şey olamaz. Reformcular, lightçılar hava alacaklardır. Müslüman kardeşlerimi bu tuzaklara düşmemeleri konusunda uyarıyorum. Bozuk ilâhiyatçılara kanmayınız, aldanmayınız.
Merhum Ömer Nasuhi Bilmen gibi icazetli hocaların, ulemanın kitaplarında nasıl anlatılıyorsa İslâm’ı öyle anlayınız ve hayata uygulayınız.
Tesettür; Kitap, Sünnet ve icmâ ile sâbit bir kurum ve hükümdür. Kıyamete kadar da aynı şekilde kalacaktır. İnkâr eden dinden çıkar, inkâr etmemek şartıyla ihmal eden günahkâr ve fâsık olur. 24 Ekim 2003