Fransa’da ve Türkiye’de Müslümanlar Paramparça
Milli Gazete-Köşe Yazıları
- 24 Aralık 2018
“Fransa’nın Müslüman olmasının önüne geçilemez” demiş. Gazeteler yazdı, ajanslar haber verdi. Arzu eden internete bakabilir.
Bundan yıllarca önce merhum üstad
beyin,
ndaki evine gitmiştik. Fransa’da yayınlanan büyük bir dergi göstermişti (İsmini unuttum). Gazete ve dergilerde yayınlanmayan enteresan, garip, sıra dışı yazıları, yorumları, haberleri yayınlarmış. Orada
adlı ünlü Fransız politikacısının şu cümlesi yazılıydı: “Yirmi birinci yüzyılda Fransa bir İslâm-Akdeniz ülkesi olacaktır.”
Siyonistler, Haçlılar, fanatikler buna karşı boş durmuyor, tedbir alıyorlar.
Müslümanları bölmek, bölmek, bölmek…
Bunları birbirleriyle tartıştırmak ve tepiştirmek.
Şu anda Fransa’da
yaşadığı iddia ediliyor.
Bunlar alabildiğine bölünmüştür.
Diyanet’in camilerinden ve imamlarından başka bazı büyük cemaatlerin de ibadet mekânları ve kendi hocaları bulunmaktadır.
Tebliğ Cemaati camileri… Fransa’da
vardır.
Yüzlerce İslâmî dernek vardır.
Müslümanlar arasında kıran kırana tartışmalar yapılır.
Diğer toplulukları bilmem ama bir ara o ülkede yaşayan Müslüman Türklerden de
Mâlum petrodolarları çok. Fransa’da Müslüman din görevlisi yetiştiren bir okul da var.
ve İslâm merkezi lâik rejimle pek sıkı fıkıdır.
(Meşihat Makamı)
Doğrudur ama bunu kimse istemez. Zaten böyle bir makam olsa bile
Gerçek rakam daha fazladır. Bir veya bir buçuk milyon…
Fransa bazılarına göre bir
ve bu iddia bir abartı değildir.
Son otuz kırk yıl içinde Müslümanları çok böldüler.
Selefîlik aldı yürüdü. Onun da bir sürü fraksiyonu mevcut. Diyalogçuluk ayrı bir fenomen. Bazı cemaatler sektleşti, din içinde din haline geldi. Pakistan’dan, Arap dünyasından aktivist akımlar geldi. Türkiye’ye Yeni İslâmlar ithal edildi.
Mezhepsizlik…Telfik-i mezâhib…Hadîs ve fıkıh düşmanlığı… Dinde reform… Dinde yenilik…Dinde değişim cereyanları… Fazlurrahman mezhebi…Tarihsellik…
ve Ehl-i Sünnet Müslümanlığının temellerini dinamitlediler.
Adam İslâmcı geçiniyor ve kaderi düpedüz inkâr ediyor. Aldıran yok. Bir başkası
diyor. Dört temel farzı inkâr ediyor, hafife alıyor. Aldıran yok. Tesettürü inkâr edenler…
Daha neler neler.
Ortalıkta yüzlerce Kur’ân tercümesi, meali, tefsiri var. Piyasada otuz bin çeşit irili ufaklı din kitabı varmış. Hangisi güvenilir, hangisi şişirme ve yanıltıcı, bilen yok.
Bunlar ne oluyor. Hepsi de ciddî bir plan ve program dairesinde gerçek İslâm ve iman hizmetleri için mi harcanıyor?
Zekâtların bir kısmı bile Kur’ân’a, Sünnete, Şeriata, fıkha aykırı olarak toplanıyor. İleride geniş bir din hürriyeti çerçevesinde Müslümanlara
deseler (bile) ne yapacağız?
A muhterem… İslâmî uyanışla ilgili kitabınıza
Kubbenin tepesine
çıkartmışsınız.
Yüce Allah için
(Janus: İki çehreli bir Roma putu!..) diyen Şeriatî’yi büyük mücahid yapmışsınız.
Birtakım isimleri kasıtlı olarak yazmamışsınız.
niçin örnek bir önder olarak göstermiyorsunuz? Sizce Ehl-i Sünnetten olmak suç mudur?
Gözlerinizi kapamışsınız, iki elinizi üzerlerine koymuşsunuz ve
diye bağırıyorsunuz.
1. İslâm evrensel, hak, geçerli dindir.
2. İslâm
3. İslâm denilince hatıra öncelikle
gelir.
4.
İslâm tarihinde ve kültüründe
doktrini de öyledir.
5. Ulemâ, fukaha, eimme içinde
6.
7.
Müslüman âlemini bugünkü çıkmaza ve iflâsa götürmüştür.
8.
sizin göstermek istediğiniz gibi müspet bir kutup değil,
Bugünkü olumsuzluklarda hep onun tuzu biberi vardır.
9.
Bir kısım Araplar Osmanlı İslâm sistemini ve birliğini beğenmediler de ne oldular? Pakistan’da niçin gerçekten bir İslâm devleti kurulamadı? Başta Mısır olmak üzere
İbn Teymiye’yi baş imam olarak kabul eden Vehhabîlerin Arabistan’da kurdukları rejim gerçek bir İslâm rejimi midir?
Bana darılmayın ama aklınız çok karışık. 02 Eylül 2009