Cuma

 

Devletin TC’li Resmî

“Vesikalarla”

Fuhuş Yaptırtması ve Bundan Vergi Alması Kadın Özgürlüklerinden midir?

Millî Gazete’ye yılda bir iki kere gidebiliyorum. İsmime gelen mektupları, kitapları, dergileri, evrakı bir torbaya koyuyorlar, birkaç ayda bir gönderiyorlar. Son gelen torbadan “Siyasal Bilinci Geliştirme Derneği Bülteni Siyasal Bilinç” adlı derginin ikinci sayısı çıktı (Ocak-Şubat 2007). 56 sayfalık dergi ücretsiz dağıtılıyormuş, bir adet bendenize de lütfettikleri için teşekkürlerimi sunuyor hayırlı başarılar diliyorum. (Adres: Atatürk Blv. 143/14 Bakanlıklar-Ankara… www.sibiged.org.tr/Tel: 0312-417 79 30)

Siyasal Bilinç dergisinin bu ikinci sayısında Devlet ve Fuhuş başlıklı bir yazı yer alıyor. Kısa bir yazı… Tamamını aşağıya alıyorum.

Devlet ve Fuhuş

24.4.1990 tarih 1593 numaralı Umumi Hıfzısıhha Kanunu

129. madde. Fuhşu sanat ve maişet vasıtası kabul eden kadınlar…

130. madde. Umumi evlerde her nevi…

30.3.1961 tarih 5/984 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı olarak ortaya konan ve halen yürürlükte bulunan,

Genel Kadınlar ve Genelevler Tüzüğü

15. madde. Başkalarının cinsi zevkini menfaat karşılığı tatmin etmeyi sanat edinen ve bunun için değişik erkeklerle münasebette bulunan kadınlara genel kadın denir.

16. madde. Genel kadınların bir arada oturarak fuhuş yaptıkları veya bu maksat için toplandıkları yerlere genel ev ismi verilir.

17. madde. Fuhuş maksadı ile muhtelif kimselere kısa müddetler için tahsis edilen kapalı yerlere birleşme yerleri denilir.

18. madde. Fuhşu tek başına yapan kadınların ikametgah edinip içinde fuhuş yapmayı itiyat ettikleri yerlere tek başına fuhuş yapılan ev denir.

21. madde. Bir kadının genel kadın olarak tescil edilebilmesi için a. Fuhşu sanat edindiğine dair komisyon kararı olmalı b. Kişi 21 yaşını bitirmiş olmalı c. TC vatandaşı olunmalı.

49. madde. Genel ev olmayan yerlerde böyle bir müracaat olduğunda, çevrede fuhuşla iştigal eden kadın olup olmadığı araştırılır. Bu gibi kadınların bulunması halinde ve tüzük hükümlerine uymak kaydı ile izin verilir.

59. madde. Genel ev sahipleri yanlarında çalışan kadınların her biri için bir oda ayırırlar.

68. madde. Birleşme yerleri ancak kısa müddetlerle görüşmek üzere gelecek çiftlere mahsustur.

69. madde. Birleşme yerlerine erkek ve kadının ayrı ayrı gitmesi ve birleşmeye mahsus olan odalar dışında bu yerlerde oturmaları yasaktır.

Dindar gözüken bazı yetkililer, “genel evler çağın gereğidir, nasıl ki sarayların tuvaletleri olmak zorunda ise toplumların da genel evleri olur” diyormuş! Sarayda tuvalet temizleyen bir annenin çocuğu olabiliriz ama bir genel ev çalışanı kadının çocuğu olma ayrıcalığını bu düşünce sahiplerine bırakalım.

Devlet, izin verip ayrıntılı olarak çerçevesini belirlediği, para ile bir kadının pazarlanması müessesinden, “ben bu pis işi organize ettim, bu kadınları da muayene edip temiz bir fuhuş sunmaktayım” mantığı ile bu sektörden büyük vergiler almakta, vergi rekortmeni olan sektör temsilcilerine resmi törenlerle ödüller vermekte.

Fuhşu müesseseleştirmiş ve genel ev kadını olmayı bir meslek olarak tanımış bir devlet, vatandaşı olan kız ve kadınlarının namusunu nasıl koruyabilir? Yoksa devletimiz, işsizliğe bir çare olması açısından kız ve kadınlarımıza genel kadın olun mu demek istiyor? Bunlar meslek ise, lise öğrencilerine genel ev işletmeciliği ve genel kadınlık meslekleri tanıtılmalı!”

Geçenlerde büyük bir gazetenin birinci sayfasında Müslümanları tahkir eden bir haber/yorum yayınlandı. Üç özel radyo istasyonu Kur’an-ı Kerim’deki tesettür âyetinden, cihattan bahsettikleri için RTÜK tarafından ihtarlanmışlar. Gazete, cilbaptan (başı, omuzları ve göğsü örten geniş örtü) bahseden radyolar için “KARA SES” diyordu. Buradaki hakaret, radyoların ötesinde ve üstünde İslâm’a ve Kur’an’a yapılıyordu. Maşaallah Müslüman kesimden bir tepki gelmedi, bir inilti duyulmadı. Bir kısım Müslümanların şimdi başka dertleri var. Kimisi dinlerarası diyalog yapıyor… Kimisi Hazretlerini/Baronlarını göklerde uçuruyor… Kimisi gece gündüz, günde 24 saat, haftada 7 gün, senede 365 (Şubatın 29 çektiği seneler 366) gün para toplamakla meşgul… Bazıları da günlük, aktüel gevezelik ve zevzekliklerle ömür sermayelerini heba ediyor… Onların Kur’an’a, İslâm’a, Şeriata yapılan hakaretlere tepki gösterecek zamanları mı var?

Laikçiler (Laikler demedim…), İslâm’a en fazla kadın konusunda çatıyorlar. Tabii ki, bu çatmaları tamamen haksızdır, yersizdir, hezeyandır. Biz Müslümanların elinde, onların burnunu yere sürtecek büyük kozlar bulunmaktadır. Bunlardan biri de, üzerinde TC resmî anteti bulunan FUHUŞ VESİKALARI verilerek birtakım düşmüş, bedbaht kadınlara seks köleliği yaptırılmasıdır. Üstelik bu resmî fuhuştan, seks köleliğinden KDV, gelir vergisi alınmakta ve bu para bütçeye konulmaktadır.

Bundan birkaç gün önce bir yazımda devletimizin imza koymuş olduğu “KADINLARA KARŞI HER TÜRLÜ AYIRIMCILIĞIN ÖNLENMESİ ULUSLARARASI SÖZLEŞMESİ” bulunduğunu ve bunun altıncı maddesinde “Taraf devletler, kadın ticareti ve fahişeliğin istismarının her şekliyle önlenmesi için yasama dâhil gerekli bütün önlemleri alacaklardır” denildiğini yazmıştım. Bugünkü düzen maalesef imza koymuş olduğu uluslararası sözleşmeyi hiçe sayarak birtakım kadınlara resmî fuhuş vesikaları vermektedir. Hem de bu kadınların TC vatandaşı olmasını şart koşmaktadır… Rezalet, rezalet, rezalet…

Peki, Müslümanlar ne yapıyorlar? Bunca hakarete rağmen önlerindeki hazır lokma kozu kullanamıyorlar.

Devletin TC vatandaşı kadınlara resmî fuhuş vesikası vermesini protesto etmekte rant olsaydı durum bugünkü gibi mi olurdu?

Yüce Kur’an’daki Cilbap âyetine “KARA SES” deniyor ve Müslümanlar susuyor… Olacak şey değil! 28 Nisan 2007