Eski Aynen Korunmalıdır
Milli Gazete-Köşe Yazıları
- 24 Aralık 2018
İslâm hikmetinde ve fıkhında
kuralı vardır. Yani eski olan şey yerinde bırakılır. Türkiye’de
eskiden beri vardı ve yerinde bırakılması, ona dokunulmaması gerekirdi. Niçin?
Maalesef, yakın tarihimizde birtakım şer güçleri Türkiye’de din ve inanç olarak (sosyolojik kimlik olarak değil) Ehl-i Sünnet Müslümanlığını kaldırmak, onun yerine birtakım bid’at cereyanlarını getirmek için baskı yapmışlar, zaman zaman terör uygulamışlardır. Ehl-i Sünnete aykırı, ona ters düşen
1. Her türlü
. İlahî münzel (indirilmiş) din olarak İslâm, reform kabul etmez.
2.
. Fıkhı inkâr etmek.
3.
4. Dinimizin ve Şeriatimizin ikinci ana kaynağı olan ve onsuz Kur’ân doğru şekilde tefsir edilemeyen
etmek.
5.
6. İctihadı genelleştirmek,
.
7. Yüce İslâm dinini, sapık bir ideoloji ve doktrin olan
8.
onun yerine, çoğu kasıtlı veya câhilce yanlışlarla dolu mealleri, tercümeleri, tefsirleri koymak.
9.
tarihsellik mezhebini hâkim kılmak. Kur’ân’daki ve Sünnetteki nice din hükmünü geçersiz kabul etmek.
10.
yapmak, sûfî Müslümanları müşrik ve kâfir ilan etmek.
11.
.
12.
(bazı iddialara göre agnostik veya ateist)
13. Tutulacak tarafları olmayan
göklere çıkartıp onları necat ve i’tila kılavuzları olarak göstermek.
14.
(Janus, iki çehreli bir Roma putudur!..)
15.
16. Resûl-i Ekrem Efendimizi, tevhid inancını, Kur’ân-ı Azimüşşanı inkâr ve tekzib edenleri ehl-i necat ve ehl-i Cennet olarak göstermek. (diyalogculuk..REB)
Türkiye’deki İslâm düşmanlarının temel prensiplerinden biri, Müslümanları mümkün olduğu kadar çok fırkaya, fraksiyona ayırıp onları birbirleriyle çekiştirmektir. Maalesef bunda hayli başarılı olmuşlardır.
Eskiden Ehl-i Sünnet Müslümanları sarsılmaz ve güçlü bir birlik halinde idiler. Medreselerden icazetli ulemâ ve fukaha yetişiyor,
(Şeyhülislâmlık)
okullarda
Müslümanlar din konusunda paramparça olmuşlar… Bilmeyen herkes konuşuyor…
Ehl-i Tevhid, Ehl-i Kıble olan Müslümanlar müşrik ve kâfir ilân ediliyor… Radikal, hızlı, kendilerini mücahid sanan bir kısım Müslümanlar mangalda kül bırakmamacasına ucuz cihad edebiyatı yapıyor…
* Bütün bu rezaletlere, bu aşırılıklara, bu keşmekeşe dur diyecek güçlü ve sayıca yeterli bir ulemâ ve fukaha sınıfı yok.
* Ümmet şuuru ve birliği berhava olmuş, onun yerini bin türlü hizip, fırka, tarikat, klik ve cemaat asabiyeti (fanatizmi) almış.
* Halkın büyük bir kısmı namazı terk etmiş ve şehvetlerine uymuş.
* Emr-i mâruf ve nehy-i münker yapılmıyor.
*
açılmış saçılmış
* Azgınlığın her türlüsü dehşet verici boyutlara ulaşmış.
*
* Birtakım sapıklar ve mecnunlar
çalışıyor.
* Din mekteplerinde bile
Korkunç bir mânevî deprem, dehşet verici bir tufan içindeyiz. Türkiye’de Ehl-i Sünnet hakim olsaydı, bütün bu rezaletler, dalaletler, fuhşiyyat olabilir miydi?
Kendilerinde Ehl-i Sünnet ve Cemaat hassasiyeti ve şuuru (bilinci) olan Müslüman kardeşlerime hitap ediyorum:
*
* Dall ve mudil (sapık ve saptıran) kişilerden uzak durunuz.
*
*
*
(doğu bilimci, müsteşrik)
* Petro-dolarlarla ilerleyen
*
*
(içlerinde vahim bozukluklar olan)
Zavallı Türkiye Müslümanları!.. Karanlık gecede yağmura ve fırtınaya tutulmuş, can alıcı kurtların saldırısına uğramış çobansız bir koyun sürüsüne döndüler, perişan oldular.
(sahtelerine değil)
yapma dediklerini yapmayınız. İslâm’ı ve Kur’ân’ı onlardan öğreniniz.
Biz de dikkat edelim, ayak kaydırıcı yerlerde dolaşmayalım…
Sevgili Müslümanlar!..
Vermezseniz, Allah’a isyan etmiş ve başınızı dünyevî ve uhrevî korkunç belâlara sokmuş olursunuz.
1.
rasgele verilmez.
2. Zekât konusunda
Zekâtınızı kaptırırsınız, boşa gider, borçtan kurtulmuş olmazsınız.
3. Zekât konusunda
danışınız.
4.
Meselâ zekât ile cami, çeşme, hastahane, yetimhane yapılmaz. Müslümanlar bunları yaparlar ama zekât parasıyla değil, başka parayla…
5.
6. Bu sekiz kişiden üçü zamanımızda mevcut değildir.
(ŞERİAT devletinin zekât memurları)
7. Zekâtta
şartı vardır. Mülk olarak vermek. (Temlik: mal sahibi etmek, birine mülkü kazandırmak, sahibi etmek…REB)
8. Diyanet’in 1960’lı yıllarda vermiş olduğu fetvada
(tüzel kişilere)
denilmektedir.
9.
10.
11.
Bugün ülkemizde
Bunlara
denir.
Onların hakkını gasb edenler ne kötü bir durumdadır. 01 Eylül 2009